17 Eylül 2008

........


80'li yılların sonunda okuduğum Gülünün Solduğu Akşam'ı yeniden okudum...............


Nerden niçin mi geldim
Bilmeden bir şey diyemem, ya siz?
Hem hiç önemli değil.
Geldim, yer açtılar oturdum.
Girip çıkanlar vardı.
Zaten ben geldiğimde...
BEHÇET NECATİGİL



Anneannemlerin evi Kızılcahamam'da 4 daireli küçük bir apartmandı.
Etrafı çakıl taşıyla çevriliydi.
Ön bahçesinde meyve ağaçları, arka bahçesinde inek damı ve inekler, tavuk kümesi ve tavuklar vardı. :)

Yarısı devlet dairesiydi. :))
Devlet dairesi kısmına gizlice dolanıp camından içeri bakardık. :)))
Yasaklı alan cazip:)) Hele de çocuksan...
İneklerden korkardık da tavukları yakalayıp ikinci kattan atıp uçup uçamadıklarını test ederdik!!
:))

Yarısı devlet dairesi, birazı oturma alanı, bi bölümü çiftlik bir katı da kiralık olan çok kullanımlı Büyükbaba evinde İstanbuldan Ankaraya yürüyüş yapan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşları bir gece misafir olmuşlar.

Anneannem damda inek sağarken Deniz Gezmiş dama gelmiş yanına oturmuş.
"Teyze bu evlerin hepsi senin mi" demiş. "Evet yavrum" demiş anneannem.
İşte kominizm gelirse senin dört evin varken bir diğeri aç olmayacak demiş ve ideolojisini kendince anlatmaya çalışmış.

Şimdilerde Anneannem felçli de olsa gözleri görmez de olsa beş parmağını kaldırır "şuna oy atacağım" der:)))

Büyükbabamı Deniz Gezmiş zehirledi:)))
Ben kazanacağım onlar başkalarına verecekler diye asla sol partiye oy vermez:))

Öyle işte...

Hazır anane evinden bahsediyorken bi de komik bişey anlatayım :))

Bi gün eski resimlere bakıyoruz. Annem eline bi resim aldı. "aaaa hikmettt" dedi ve resme daldı gitti.
Ablam la ben atladık hemen kimmiş bu hikmet diye.
Anne bu hikmet değil Dayım dedik.
Ben dayının yanındaki ineğe diyorum dedi. :))))
Hakkaten dayım bi inekle resim çektirmişti:)))
Hikmet bizim damın mensubuymuş. Annemin sevincine bakılırsa Dayımdan da kıymetliymiş:)))
Biz ablamla kıvrana kıvrana gülerken annem hala kederli kederli mırıldanıyordu "çok iyi süt verirdi çok.."



Nimet

22 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben hep gülüyorum bu Hikmet'e.
Çok yaşa
Sen de ailen de.

Unknown dedi ki...

32. baskısını okudum ben de defalarca kitabı şimdi kaçıncı baskıda bilmiyorum...
Hatta bizim dairede kocası Deniz Gezmiş in kuzeni bir arkadaş var anlattırırım hep...
Deniz koymak istedim hep çocuğum olursa dedim içimden olmadı çok sevdim ben de Denizi çoook hergün bir fatiha gönderirim ruhuna diğer kayıplarla :)

Sermin dedi ki...

canım yaa senin yazılarını okurken sanki yazı okuyormuş gibi değil de arkada fonda sen varmışsın gibi geliyor. senin gülerek anlatırken ki yüzün geliyor gözümün önüne, sonra senin sesini duyuyorum öyle okuyorum. ciddiyim ha. gerçekten ööle oluyor.

nimetin.blogspot.com dedi ki...

sardunya:))) ben sana anlatmıştım değilmi bizim hikmeti:))) rahmetli:)))

nimet

nimetin.blogspot.com dedi ki...

funda kiz sirf senin için evirdim çevirdim kitabı. ama özel ciltli birinci baskıymış:))


nimet

nimetin.blogspot.com dedi ki...

sermin senin yorumu okurken bende senin sesini duydum simdi:))


nimet

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

ilk baskısını ağlayarak okumuştum. artık okumak istemiyorum öyle kitaplar, çok üzülüyorum..

nimetin.blogspot.com dedi ki...

kraliçem:)
ben ilk okuduğum da çok gençtim:)) bazı şeyleri algılayamıyorsun. yada anlamının önemini kavrayamıyorsun. Bu sefer daha başka okudum ben. ağlamadan serin kanlılıkla:))

nimet

Yazgüneşi dedi ki...

Söz konusu kitap benim tarafımdan da defalarca okundu
bir de
"Darağacında Üç Fidan"
hala gözlerim doluyor bu gençlerin adı geçtiğinde
benim doğduğum yılın Mayıs'ında
ben hala anne rahmindeyken (agustos doğumluyum) hayata veda ettiler
ama hala gençler işte
öldürelim derken kalıcı gençlik ve ölümsüzlük armağan ettiler aslında onlara
ne ironi ama...
Her mezarlık ziyaretimde DEniz-Yusuf-Hüseyin üçlüsünü de ziyaret ederim
her seferinde gözlerim dolar
Şimdilerde Kasım'da kayybeetiğim canım babacığıma gittiğimizde Capon balığı da geliyor "Dedemin bahçesini görceeem" diyerek
ve her seferinde soruyor bana
"Şimdi de Denislerin bahçesine gidiyorus, onların karanfilleri vardir şimdi dimi?"
zira bunca yıldır giderim daha bir kere o mezarların üzerini taze çiçeksiz görmedim
bir kerecik bile..........

nimetin.blogspot.com dedi ki...

yaz güneşi mezarlari konusunda benim hep acabalarım vardır. Acaba gerçekten onların mezarı mı?

nimet

Yazgüneşi dedi ki...

evet onların, babaları başlarındaymış gömülürlerken...
birde Deniz'le Yusuf'un arasında yengemin (amcamın eşi) babasının mezarı var aynı gün gömülmüşler, rahmeti Fuat amcayı defnederlerken Deniz Yusuf Hüseyin'in aile ve arkadaşları mezarları başlarındaymış hep
sonradan bi numara yapılmış da olabilir tabi
şaşırmam valla haklısın
Hoş olmasa ne fark eder Nimetim yaa
Öyle ya da böyle ölümsüz olmuşlar işte

denizzeynep dedi ki...

ya nimet... bu hikayeler beni hem güldürüyor hem ağlatıyor.. çok yaşa sen..

nimetin.blogspot.com dedi ki...

hoşgeldin ikizannem:) özlettin kiz kendini:))

nimet

CRESCENT dedi ki...

Bahsettiğin ev bizimde gördüğümüz apartman mıydı? Anlattığın şekilde gözümde canlandırmakta zorluk çektim de.

KUGUU dedi ki...

geldiiiiiiiim:)) muck

nimetin.blogspot.com dedi ki...

yok crescentim:) iste bahsettigim ev yikildi yerine o apartman yapildi maalesef ):

nimet

nimetin.blogspot.com dedi ki...

selam kuguu:))
hosgeldin:)

nimet

özii dedi ki...

İYİ BAYRAMLAR Nimetcim...

nimetin.blogspot.com dedi ki...

tesekkür ederim ozii:) su anda bu mesajı istanbuldan yaziyorum he he:))

nimet

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Ailecek alemsiniz.:))

Ama anane evleri bir başka güzel olur değil mi be Nimetim?

nimetin.blogspot.com dedi ki...

evet fikriminince gülü:)))


nimet

KUGUU dedi ki...

neredesin diyecektm .....
ki neyseki son yorum cvbn 9 ekim tarihli:)) oh be