CİDDİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CİDDİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Ekim 2015
25 Kasım 2013
Kadın ve Şiddet
Ders çalışmam gerektiği zamanlarda ders dışında herşeyi yapma gibi bir eğilim içerisindeyim.
Pazar günü ders çalışmak için en verimli gün olmasına rağmen iki çeşit yaş pasta, üç çeşit yemek bir de üstüne iki kilo nar ayıklayıp akşamı ettim. O derece yani.
Bu yıl 4. sınıftayım artık okulum bitecek. Bişeyin sonunu sevmiyorum. Hemen olsun bitsin istiyorum. O sebeple okul bu yıl zor geliyor.
Neyse en azından Kış ayı gibi ucunda Bahar var diyebileceğim cinste ucunda mezuniyet var ne diyelim.
Diren Nimet! :)
Aslında yazımın mevzusu size dertlenmek değil tabiki. Bugün Dünya Kadına Karşı Şiddeti Önleme Günü
İstatistiklere göre kadına şiddet arttı.
Gelişmişi, az gelişmişi, hepten geri kalmışı, tüm ülkelerde az/çok nitelikli/niteliksiz kadına şiddet hep var maalesef.
Biter mi?
Bitmez tabi ki!
Eskiden de kadına şiddet yoğun bir şekilde vardı fakat dillendirmek yoktu. Kol kırılır yen içinde kalırdı. Tabi şimdilerde kadın da toplum da bilinçlendi.
Kadına şiddetin gündem oluşturması o sebepten.
Diğer taraftan medya da rayting kaygılı haber yaptığı için bu tip haberler öne çıkırılıyor tabi ki.
Peki neden boşanma gerçekleşince kadın ayaklarının üzerinde durur da erkek karısını öldürme yoluna gider?
Çünkü farkında olmasa da erkek için kadın herşeydir.
bedava seks,
bedava iş gücü,
bedava çocuk bakıcısı
çalışıyorsa bi de üstüne para getiren, ev geçindiren, iki ile ikiyi toplayıp erkeğinin önüne dört koyan insan.
Boşandın ne oldu?
Boşandın ne oldu?
Hop yukarıda sayılanların hepsi gitti. Kaldın mı bi başına.
Beyni midesiyle uçkuruna çalışan erkek çeşidi kadınını kaybedince bir hiç oluyor. Pek çoğu toplumda saygınlığını yitiriyor. Çünkü aileye gösterilen hürmet ayrılacağından yoksun kalıyor.
Sonuçta tüm suçlu kadın. Ne demek ulan beni terketmek psikolojisi içerisinde "vurun kahpeye" diyor.
Her ne kadar tüh tüh / vah vah yanındayız yasa çıkarıyoruz deseler de muhafazakar görüş takıntısı ile önünü göremeyen erkek egemen yönetim için pek de önemli değil anlaşılan.
1990'lı yıllarda bizim caminin hocasını mahalleli şikayet etmiş, şikayetin üzerine de kendisini teftiş için müfettişler gelmişti. O sırada camimizin hocası kütüphaneden bazı kitapları bahçeye atmış. Kardeşim de çocuk aklıyla o kitaplardan kapıp eve getirmişti. Kitabın içeriği bizim ailede epey tartışma konusu olmıştu. Keşke atmasaydık da içinden kadın ile ilgili olan kısmı şurada size yazabilseydim.
Kadını insan sınıfına bile koymuyordu. 4 tane eş almanın sevabından bahsediyordu. Ve daha bunun gibi bir sürü saçma sapan gerekçeyle doluydu.
Şimdilerde ne zaman kadın cinayeti, kadının rolü tartışması, çocuk gelinler, tecavüzler. dekolteler, başörtüsü, kadının nasıl giyinmesi gerektiği konuşulsa hep o kitap aklıma geliyor.
Konuşulanlar ve eylemler kitaptaki gibi olmayan kadınları hedef alıyor. Kitabın yeni nüshaları hangi kütüphanelerde yer alıyor merak ediyorum.
--
nimet
--
nimet
gayet kadtın
27 Mayıs 2013
Savaşma Seviş
Öpüşen insan görmek neden korkutur insanı?
İnsanlar elele tutuşsun, birlik olsun, öpüşsün, koklaşsın, birbirini sevsin hayat bayram olsun.
Her dönemde, her hükümetin yaptığı düzen değişikliklerinin bir numaralı savunması nedir?
"bütün avrupa ülkelerinde böyle kardeşim"
İyi o zaman onlar bilmiyorsa ben söyleyim; avrupa ülkelerinde öpüşmek yasak değil. Aksine öpüşeni rahatsız etmek ayıp.
Ha daha ileri gidip metro da koltuklara uzanıp sevişmeye kalkmışsa eyvallah "hop kardeşim, ayıptır çoluk çocuk var" dersin, ama masumane sarılmış gençlerin yakasını bırak anacım.
Benim kararım şudur; bundan sonra gençler buluşup monotof kokteyl atsınlar daha ahlaklı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23368283.asp
Nimet
Gayet ahlaklı
24 Mayıs 2013
İçki Yasaklandı

Sokaklarda sarhoş gezdiğimden değil.
İçkiyi sevdiğimden de değil.
Yılda ortalama bir şişe şarap içmişliğimin olmasından da değil.
Bunu "18 yaş altı çocukları içkiden korumak" adı altında " kinine sahip çık" mantığı ile yaptıklarına sinirleniyorum. Atılan adımların bu kinle yapılıyor olmasına sinirleniyorum.
Sadece bu konuda değil her konuda toplumun büyük bir bölümünü yok saymalarına sinirleniyorum.
Bunu dalga geçerek yapmalarına da sinirleniyorum.
Ailesiyle balık lokantasında yemek yiyen çocuğu içki masasındasın diye göz altına almaya çalışan zihniyete sinirleniyorum.
Okul bahçelerinde, hastanelerde, üniversitelerde rahatlıkla biber gazı sıktıran ama içki daha kötü diyen zihniyete sinirleniyorum.
Herkes döner dolaşır büyür, ailesinin kültürü neyse onu yansıtır.
Bunu anlayamamış ve ısrarla toplumu asimile etmeye çalışan zihniyete sinirleniyorum.
Şeriatla yönetilen ülkelerde içki yasak ama herkes evinde şarap yapıyor!
Noldu? Hani yasak!
Arkadaşım Afganistan'a gitti. Şarap yapmayı öğrenip geldi. Hemde Fransız şarabı yapıyor. Şahane:)
Yine İranda yaşamış olan bir başka arkadaşım bir vişne likörü yapıyor ki anlatılamaz yaşanır.
Dedim ya içkiyi fazla sevmem. Sadece içki masası muhabbetlerini severim. Müptelasıyım hatta.
"saat 22.00'den sonra içki satışı yasaklanacak" torba kanun sıkıştırmasını duyunca ben bile "eve içki stoklayım" dedim yahu. Biraz da makarna stoklamalı. Un da almak lazım şimdi. :)
Yakında torba kanunla muhalefeti ve muhalefete ait olan belediyeleri de kaldırırlarsa şaşırmayın. Vallahi ciddiyim. Yol o tarafa doğru gidiyor.
Birşey daha ekleyeyim. İçki yasağı zaten Belediye yönetimlerinden başladı. Bir kaç yıl önce sevgili kız kardeşimin nişan töreni evde mütevazi bir şekilde yapıldı. Bizim ailenin klasiği gençler bi kenarda çaktırmadan içmeye başladı. Eğlence süper. Muhabbet gırla. Tak rakımız bitti. Birini yolladık; "git bi ufak daha al gel" dedik. Yaklaşık bir saat sonra eli boş döndü. Hiçkimse içki satmıyor burada dedi. Şaşırdım! 40 yıldır oturulan baba evi muhiti ne zaman böyle oldu?
Bizim mahallede şaraphane bile vardı yahu. Eskiden buralar üzüm bağıydı. :) Harbiden üzüm bağları vardı. Ciddi ciddi de şarap fabrikamız vardı. Şaka yapmıyorum. Yol tarifi yaparken şaraphanenin üstü filan derdik. Noldu ki acaba?
Uzattım. Aslında yazacak çok şey var ama netce itibariyle:
Çocuklarımız korunmalı, aileler bilinçlendirilmeli, direksiyon başında içki içen cezalandırılmalı hemde en ağırından ama her başa çıkamadığına yasak konulmamalı. Ben böyle düşünüyorum.
Nimet
Gayet humanist
21 Eylül 2011
Tarihimizle Yüzleşmek
"Demokrasi sadece bir çoğunluk rejimi değil, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir rejimdir; bunların başında da inanç özgürlüğü gelir; tek bir inanca özgü demokrasi olamaz, bütün farklı inanç sahiplerini ve inançsızları devlet karşısında vatandaş olarak eşit görmeyen rejime demokrasi denemez"
Emre Kongar "Tarihimizle Yüzleşmek"
--
nimet
15 Eylül 2011
26 Temmuz 2011
İstanbul
İstanbul yazıma başlamadan önce bi konuya açıklık getireyim.
Hani blog sayfaları bir ara yasaklandı ya, ben hala yasak zannediyorum ve yazı yazmıyorum. Çünkü blog sayfamın yazı gönderme kısmı pasif konumda nedense. Neyse çare tükenmez tabi bende mail yoluyla yazı gönderme yolunu buldum:) Bundan sonra böyle yollarım artık.
İstanbul.....İstanbul.....İstanbul...
İşyerinden 10 Müdür ardaşla beraber yemek yatak Bakanlıktan, gezme tozma bizden 15 gün İstanbul macerası yaşadık.
Süperdi. Hatta süper ötesiydi.
Seminerin konusu "değişen şartlara uyum sağlama"
Adı biraz değişik. :)
İlk başlarda süresi biraz uzun geldi hepimizde biraz mızırdanma oldu açıkçası fakat ilk günden itibaren ipimizden kurtulmuşcasına İstanbul kazan biz kepçe gezdik....gezdik...gezdik.
Meğer ne kadar yorgunmuşuz, ne kadar canımız sıkkınmış, ne kadar ihtiyacımız varmış.
Bu arada beraber gittiğimiz arkadaşlarla neredeyse 16 yıldır aynı işyerinde çalışıyoruz ama birbirimizi hiç tanımadığımızı farkettik!! ne enteresan değil mi?
Aslında tüm Türkiyeden müdürler vardı. Yaklaşık 120 kişi filandık. Amaç birbirimizi tanımamızdı ama biz başkasını tanımayı reddederek sadece kendimizi tanıdık. :))
Uzun zamandır düşünmek için bile vaktim yoktu. İstanbul bana bol bol düşünme vakti verdi. Özellikle Adalara giderken o itiş kakış piknikçi halkın arasında deniz, vapur, martılar eşliğinde hayatımla ilgili pek çok karar aldım. Bir anda neşem geldi. :) Sırtımdan yükler indi. Ben artık eski benim. :)
--
nimet
20 Ekim 2010
Arap Kızı...
İki haftadır sokaklardayım.
İki haftadır ıslanıyorum.
Şemsiyem rüzgara dayanıksız bir milyonluk semsiyelerden, iki de bir ters dönüyor. :) Zorla düzeltip yoluma devam ediyorum. :))
Hatta arabalar çamur sıçratsa da umrumda değil. :)))
Dönüp dolaşıp sucuk gibi işyerime geliyorum. Hasanımın getirdiği bir bardak çayımla beraber "vay be nasıl ıslandım" diyerek yeniden yağan yağmuru seyrediyorum.
Çünkü ıslanmama sebep olan amacım, amacımın ucundaki hayallerim var. :)))
Nimet
İki haftadır ıslanıyorum.
Şemsiyem rüzgara dayanıksız bir milyonluk semsiyelerden, iki de bir ters dönüyor. :) Zorla düzeltip yoluma devam ediyorum. :))
Hatta arabalar çamur sıçratsa da umrumda değil. :)))
Dönüp dolaşıp sucuk gibi işyerime geliyorum. Hasanımın getirdiği bir bardak çayımla beraber "vay be nasıl ıslandım" diyerek yeniden yağan yağmuru seyrediyorum.
Çünkü ıslanmama sebep olan amacım, amacımın ucundaki hayallerim var. :)))
Nimet
18 Ekim 2010
Sana...
"hak bellediğin yolda yalnız gideceksin, kıran olsa da kırılacaksın ama eğilmeyeceksin"
Tevfik Fikret
Tevfik Fikret
04 Ocak 2010
Hoşgeldin 2010!!
Beni hiç üzmeyen 2009 um son gününde sürpriz yaptı. !!
Ailemizin en büyük ferdi Pamuk Ananemizi kaybettik.:(
Kalabalığı, kahkahayı, eğlenceyi severdi rahmetli, enteresan bi günde de vefat etti. Bütün aileyi bir araya topladı. Cenaze eviydi ama yine de şen kahkahalarımız hiç eksik olmadı. Bi garip ortamdı işte.
Bu arada Dostumun yılbaşı hindisi sülaleme kısmet oldu. :) Et obur babamın sevincini görseydi eminim üç beş tane daha gönderirdi :)


Son saniyeler,
Yine geri sayım yaptım. :)
Eski bişeyimi camdan aşağıya fırlattım.
Nar yedim bol bol.
Yılbaşı gecesi giymeyi planladığım ama arkadaşımın arabasında unuttuğum eteğime son dakkada kavuşup yeni kıyafetimi, yeni ayakkabılarımı giydim.
Biraz içim buruk biraz mutlu 2010 yılına merhaba demiş oldum :)
Nimet
15 Aralık 2009
2009
Eveetttt....
Gelelim esas mevzuya!!!
esas mevzu filan yok:))
Sadece bu aralar memleketimi biraz endişeyle takip ediyorum. Keyifli olduğum herhangi bir an önüme haberleri getirin birden gözüm dönecek kadar sinirli olabiliyorum!!
İdam cezasını yeniden getiriyorum. Yeniden yargılıyorum asıyorum. Kısırlaştırıyorum, bozuk nesili öldürüyorum oğooo.... korkunç senaryolarım var. :))) Hitler ruhu içime kaçtı:)
Bu arada 2009 bitiyor:(
iyiydi ya!! bitmeseydi keşke...
Bol bol kitap okudum, resim yaptım, saçlarımı uzattım, çifte tatiller yaptım, gezdim-tozdum, percing yaptırdım, dövme yaptırdım, yardım yaptım, yerimi değiştirdim...
Yıl içinde 3 Şubat en güzel günümdü. :)
Yılbaşı gecesi planlarıma da başladım.
2010 yılı için de planlarım var:) Çift yıllardan pek iyi çıkmam ben ama hayırlısı, bakalım, neler yaşayacağım!... Toplum olarak neler yaşayacağız!!
Evrene istek gönderiyorum; "2010 yılından fazlaca bişey istemiyorum 2009 yılını aratmasın yeter" :))
nimet
Gelelim esas mevzuya!!!
esas mevzu filan yok:))
Sadece bu aralar memleketimi biraz endişeyle takip ediyorum. Keyifli olduğum herhangi bir an önüme haberleri getirin birden gözüm dönecek kadar sinirli olabiliyorum!!
İdam cezasını yeniden getiriyorum. Yeniden yargılıyorum asıyorum. Kısırlaştırıyorum, bozuk nesili öldürüyorum oğooo.... korkunç senaryolarım var. :))) Hitler ruhu içime kaçtı:)
Bu arada 2009 bitiyor:(
iyiydi ya!! bitmeseydi keşke...
Bol bol kitap okudum, resim yaptım, saçlarımı uzattım, çifte tatiller yaptım, gezdim-tozdum, percing yaptırdım, dövme yaptırdım, yardım yaptım, yerimi değiştirdim...
Yıl içinde 3 Şubat en güzel günümdü. :)
Yılbaşı gecesi planlarıma da başladım.
2010 yılı için de planlarım var:) Çift yıllardan pek iyi çıkmam ben ama hayırlısı, bakalım, neler yaşayacağım!... Toplum olarak neler yaşayacağız!!
Evrene istek gönderiyorum; "2010 yılından fazlaca bişey istemiyorum 2009 yılını aratmasın yeter" :))
nimet
06 Ekim 2009
Bin Muhteşem Güneş
Konu şu;
İki kadının Afganistan iç savaşının yaşandığı yıllardaki hayatı.
İyi güzel dedim aldım.
Ne anlatıyor olabilir ki? Bildiğimiz şeylerdir diye düşündüm.
Bilmediğim şeylermiş.
Dehşetle okudum. İki sayfa okuyup yarım saat yürek çarpıntım geçsin diye bekledim. Yok böyle bişey.
Aslında okunması gereken bir kitap. Eminim yumuşatılarak anlatılmıştır.
Madem şeriat böyleyse nasıl olurda kadınlar şeriat ister ona aklım ermiyor. Değil ikinci sınıf olmayı, insan sınıfından ayrılmalarını nasıl kabul edebilirler.
Hadi onları boşverinde, memleketimde özgürce tüm konforuyla yaşayan, aklı fikri olan kadınlarımız nasıl kendisini bu kategorinin içine sokar da erkeklerle birlikte şeriatı savunabilir ki!!!
Nimet
İki kadının Afganistan iç savaşının yaşandığı yıllardaki hayatı.
İyi güzel dedim aldım.
Ne anlatıyor olabilir ki? Bildiğimiz şeylerdir diye düşündüm.
Bilmediğim şeylermiş.
Dehşetle okudum. İki sayfa okuyup yarım saat yürek çarpıntım geçsin diye bekledim. Yok böyle bişey.
Aslında okunması gereken bir kitap. Eminim yumuşatılarak anlatılmıştır.
Madem şeriat böyleyse nasıl olurda kadınlar şeriat ister ona aklım ermiyor. Değil ikinci sınıf olmayı, insan sınıfından ayrılmalarını nasıl kabul edebilirler.
Hadi onları boşverinde, memleketimde özgürce tüm konforuyla yaşayan, aklı fikri olan kadınlarımız nasıl kendisini bu kategorinin içine sokar da erkeklerle birlikte şeriatı savunabilir ki!!!
Nimet
15 Aralık 2008
Koca Ahmet
Büyükbabaydı.
Yürüdüğü zaman deprem mi oldu dedirten Koca Ahmet di.
5 evlat 17 torunun sahibiydi.
Ekmeğinin adamıydı.
90 yıllık hayat mücadelesi bugün sona erdi...
Açıköğretim derslerini haber zannedip akşama kadar ders dinlerdi:))
Yemek saatlerinde misafir varsa misafirin yüzüne baka baka "niye gitmedi bunlar" derdi:)))
Durup dururken koca bacaklarini bir-iki-uc diye indirip kaldırarak jimlastik yapmaya başlardı:)
Arkasında yazılar olan sayfa koparmalı takvimler olmazsa yılı geçiremezdi:)
Kısa giymeyin canım sıkılıyor derdi:)) Israrla kısa giyilip önünden geçilirdi:))
Elinin birisi üşürdü, üşüyen eline yaz kış eldiven takardı:)))
Her bayram herkese bir lira harçlık verirdi.
Bu bayram son bir liramı aldım.
Koca çam devrildi...
Nimet
Yürüdüğü zaman deprem mi oldu dedirten Koca Ahmet di.
5 evlat 17 torunun sahibiydi.
Ekmeğinin adamıydı.
90 yıllık hayat mücadelesi bugün sona erdi...
Açıköğretim derslerini haber zannedip akşama kadar ders dinlerdi:))
Yemek saatlerinde misafir varsa misafirin yüzüne baka baka "niye gitmedi bunlar" derdi:)))
Durup dururken koca bacaklarini bir-iki-uc diye indirip kaldırarak jimlastik yapmaya başlardı:)
Arkasında yazılar olan sayfa koparmalı takvimler olmazsa yılı geçiremezdi:)
Kısa giymeyin canım sıkılıyor derdi:)) Israrla kısa giyilip önünden geçilirdi:))
Elinin birisi üşürdü, üşüyen eline yaz kış eldiven takardı:)))
Her bayram herkese bir lira harçlık verirdi.
Bu bayram son bir liramı aldım.
Koca çam devrildi...
Nimet
06 Aralık 2008
Yolun Açık Olsun....
02 Aralık 2008
2008
Yaşadım bitti. :)
Kayda değer bişey yok.
Canımı çok yakan şeyler de oldu. İçime sığmayan sevinçlerim de oldu.
Sesim çıkmasın diye ağzımı bastırarak ağladığımda oldu, birinci kattaki kahkahamın 6 kattan duyulduğu da oldu.
Daha çok kendimi dalgalı deniz gibi hissettim.
Arkadaşım, can yoldaşım, biricik yavrum Nazanım büyüdü...
Ben bir yaş daha yaşlandım. Artık mimik çizgilerim var. :))
Evliliğimizin 9. yılını bitirdik, 10. yılını yaşıyoruz. Ben kendi adıma memnunum:) Bi de edize sormak lazım:))
Her yılımın büyük bir bölümünde yer alan ANKAN dostlarımla yine hep beraberdik.
Bu yıl Hilalimle yaz tatiline gidemedik ama Bayram Tatilini birlikte geçirdik.
Aslında genel olarak sıradan bir yıldı.
İlk defa gelecek olan yeni yılımdan ne beklediğimi bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum doğrusu.
Nimet
Kayda değer bişey yok.
Canımı çok yakan şeyler de oldu. İçime sığmayan sevinçlerim de oldu.
Sesim çıkmasın diye ağzımı bastırarak ağladığımda oldu, birinci kattaki kahkahamın 6 kattan duyulduğu da oldu.
Daha çok kendimi dalgalı deniz gibi hissettim.
Arkadaşım, can yoldaşım, biricik yavrum Nazanım büyüdü...
Ben bir yaş daha yaşlandım. Artık mimik çizgilerim var. :))
Evliliğimizin 9. yılını bitirdik, 10. yılını yaşıyoruz. Ben kendi adıma memnunum:) Bi de edize sormak lazım:))
Her yılımın büyük bir bölümünde yer alan ANKAN dostlarımla yine hep beraberdik.
Bu yıl Hilalimle yaz tatiline gidemedik ama Bayram Tatilini birlikte geçirdik.
Aslında genel olarak sıradan bir yıldı.
İlk defa gelecek olan yeni yılımdan ne beklediğimi bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum doğrusu.
Nimet
03 Kasım 2008
10 Eylül 2008
Kelime Oyunu
Sardunya dostumun kelime oyunu konusu Alışkanlıklar...
----------------------------------------------------------------------------
alışkanlıklarıma alışkınım.
klasörü geniş.
çoğu alışkanlık vazife.
çoğu vazife zevk.
kısır döngü.
bazen döngünün ortasında kaybolduğumu zannetsem de aslında kaybolma isteği de bi alışkanlık.
kaybolduğun yerden bulunmak zevk.
her sabah içtiğim kahvem...
yerime oturmadan açtığım bilgisayarım...
işyerinde içtiğim kahvemle beraber buluştuğum mail kutum...
kızıma 7 senedir bıkmadan usanmadan her sabah söylediğim şarkım...
üstümde olması gereken neşem...
hep aynı koltuğa oturmam...
hep aynı...hep aynı....hep aynı.... liste uzun.
Netice....
Alışkanlıklarım=Zevklerim=Nimetin dünyası...
Nimetin dünyası geniş içeri girmek sır...
Nimet
----------------------------------------------------------------------------
alışkanlıklarıma alışkınım.
klasörü geniş.
çoğu alışkanlık vazife.
çoğu vazife zevk.
kısır döngü.
bazen döngünün ortasında kaybolduğumu zannetsem de aslında kaybolma isteği de bi alışkanlık.
kaybolduğun yerden bulunmak zevk.
her sabah içtiğim kahvem...
yerime oturmadan açtığım bilgisayarım...
işyerinde içtiğim kahvemle beraber buluştuğum mail kutum...
kızıma 7 senedir bıkmadan usanmadan her sabah söylediğim şarkım...
üstümde olması gereken neşem...
hep aynı koltuğa oturmam...
hep aynı...hep aynı....hep aynı.... liste uzun.
Netice....
Alışkanlıklarım=Zevklerim=Nimetin dünyası...
Nimetin dünyası geniş içeri girmek sır...
Nimet
24 Ağustos 2008
Abdülkadir Yalabuk
Geçenlerde, her zaman alışveriş yaptığım çocuk mağazasından bişeyler alırken içeriye, "merhaba sermet abi" diye bağır çağır birisi girdi.
Sonra beni gördü pardon pardon deyip çıktı.
Bu kimmiş yahu diyerek bi baktım ki...!!!
"Aaaaa... Abdülkadirr" dedim ve öylece arkasından bakakaldım.
İçim burkuldu,
kötü oldum.
hastamdı...
ve belli ki yine hastaydı...
Tabi mağaza sahibi Sermet Abi, Abdülkadirin benimle ne alakası var merak etti:))
Kısa sohbetimizde öğrendim ki YouTube da yeri varmış:)) Yasaklı memleketimde youtube un sayfasını açabiliyorsanız eğer işte;
http://www.youtube.com/watch?v=KEwAiiY2ndY
Nimet
Sonra beni gördü pardon pardon deyip çıktı.
Bu kimmiş yahu diyerek bi baktım ki...!!!
"Aaaaa... Abdülkadirr" dedim ve öylece arkasından bakakaldım.
İçim burkuldu,
kötü oldum.
hastamdı...
ve belli ki yine hastaydı...
Tabi mağaza sahibi Sermet Abi, Abdülkadirin benimle ne alakası var merak etti:))
Kısa sohbetimizde öğrendim ki YouTube da yeri varmış:)) Yasaklı memleketimde youtube un sayfasını açabiliyorsanız eğer işte;
http://www.youtube.com/watch?v=KEwAiiY2ndY
Nimet
27 Temmuz 2008
Enterasan Hikayeler...
Enterasan zamanlarda enterasan olaylar oluyor.
Salak gibi yaşıyoruz...
Ya da salak gibi yaşatılıyoruz...
İstanbul'a geçmiş olsun...
Nimet
Salak gibi yaşıyoruz...
Ya da salak gibi yaşatılıyoruz...
İstanbul'a geçmiş olsun...
Nimet
27 Nisan 2008
İŞTE:)
Gözü bizi aradı. Gösterisini bize yaptı.
Bütün çocuklar çok tatlıydılar.
Ama birisi beni ağlattı.
Van'dan gelen konuk okulun öğrencilerden bir tanesi türkü söyledi.
Çocuğun yanık sesi, bizim çocukların özenli kıyafetlerinin yanında onun kıyafeti, boynunun büküklüğü ve söylediği türkü bana dokundu.
Güneşte yoktu ama hemen güneş gözlüklerimi taktım. Ağladığımı kimse görmesin istedim.
ANKAN annem Handeciğim de vardı törenimizde. Nimet ağladıysa ben hayde hayde ağlarım mantığıyla bi baktım o da takmıştı güneş gözlüklerini:)
Nimet
Bir adet anne!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)