UĞRAŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
UĞRAŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Nisan 2013

Son numaram



Eve taktım yine bu aralar.
3 paralık avizemi 5 paralık avize haline getirdim.
Fakat bu sağı solu didikleme krizim de hep  sınav dönemlerime denk geliyor.
Ulus/Suluhan'da görmüş olduğunuz  avize taşlarının her çeşidi var.
E tabi  renk renk, cıvıl cıvıl bi dünya taş alıp  ertesi gün iki tane sınavım olmasına rağmen ısrarla görmüş olduğunuz avizeyi bitirdim. 
Hemen de bitti.
Yine boş kaldım.
Yeni tabloya mı başlasam  ki?
Final dönemine artık:)

nimet
gayet hamarat

21 Şubat 2012

Mutfak

İki çaput, bir iki süs eşyası mutfağımı neşelendirdi:)) Pek seviyorum bu ara kendisini:)) Bazen biraz da büyük olaydı, mutfakta yaşasaydım diye özendiğim oluyor ama buna da şükür, benim ya bu da yeter:)  

--
nimet

04 Mayıs 2009

Selam...

Nasılsınız?
Ben fena değilim işte.  Ucundan köşesinden hayat devam ediyor.

Havalara biraz gıcığım o kadar.
Bu arada bilmem kaçıncı Yargı Mensupları Resim Sergisine katıldım. Her zamanki gibi güzeldi. Emeğinin karşılığını almak kadar hoş bir manevi haz bırakıyor üstümde.





Anneler gününde yine K.Hamam yollarındayım. Annemi de Babamı da, temiz havayı da çok özledim. Bu havalarda ormanda dolaşmayı çok seviyorum. Hafiften soğuk olur, ateş yakarsın, başında ısınırsın ...  ateşi seyrederek içtiğin bir bardak sıcak çay kadar keyifli bişey yok.
Belediye mangal kömürü de dağıtıyor mu? Benim talebim var.
Hak geçilmesin bize de mangal kömürü verilsin :)

Şu aralar memleket gündeminde konu başlıkları seviyesindeyim. Kendi gündemim memleketten daha karışık vallahi. Ama son aldığım bi habere göre Ergenekon olayı Lost' a bağlanacakmış. !!! :)



Nimet
Çakma Ressam:)

20 Ağustos 2008

Yapamam mı sandınız?:)




İlk göze çarpan şıkır şıkır sol taraf olunca ilk ondan başlayım bari:)
Efenim, sevgili ikiz annem bu aralar her gün ayrı bir halhal takıyor.
Bu duruma karşılık bendeniz de çatlama derecesinde ufak!!! bir kıskançlık durumu baş gösterdi.
Hal böyle olunca "alayım çeşit çeşit halhal ulan bu ne rezilliktir, nerde bu devlet nerde millet" diyerekten alışverişe koştum ama ne mümkün:)
Uyduruk kıytırık şeyler 20 YTL olunca boynumu büküp eve geldim:)
Çıkardım ne var ne yok incik boncuk malzemelerimi, el mi yaman bey mi yaman hadi bakalım hızıyla görmüş olduğunuz halhalımı yaptım.
Sonra...
Sağ taraftaki yaklaşık 3 metrelik halımı ördüm bitirdim.
Manyağım biliyorum. !!!
Geçenlerde tamir için eve iki usta gelecekti.
İşten çıktım koşa koşa eve geldim. İş kıyafetlerimi çıkarmaya fırsat bulamadan ustalar geldi.
Onlar koridorda işlerini yaparlarken bende boş durmayım bari diye hararetle yukarıda görmüş olduğunuz halımı örmeye başladım.
Görüntü şu:
Gayet işkadını bir hatun.... İş, arkadaş, ciddi, cıvık habire telefonla konuşuyor.
Ama elinde her biri birer metrelik kocaman şişlerle yaklaşık 3 metreye yakın uzunnn bir örgüyü hararetle örüyor. !!
Bi ara baktım çocuklar merakla beni seyrediyorlar.
"Halı örüyorum" dedim.
Baktım hala boş boş bakıyorlar ekleme yapayım bari diyerek "mutfaktaki gibi" dedim.
Yaptıkları işi bırakıp halıma bakmaya geldiler. "Abla benim annemde örgü örüyor ama kazak mazak" dedi bi tanesi:)
Türkçe meali  "sen ne b..k yemeye bunu örüyosun ki manyak mısın nesin" !
"Napıyım boş duramıyorum" dedim. 
Biliyorum çok tatmin edici bir cevap değil ama sonuç güzel ya sen ona bak. :)  
Her zaman neticeye bakarım ben. Başında ki haticeyle hiç işim olmaz.
Neticelerim de beni hiç mahçup etmez.
Haticenin kızı  nimet

03 Ocak 2008

2008

2006 dan 2007 yılına girerken yıllık plan proğramım tamamdı.

Büyük bir kısmını gerçekleştirdim ama esas yapmak istediklerimi yapamadım.

Mesela lisansüstü yapmak istiyordum. Ama ne sınavına çalışabildim ne de sınavına girmeye yeltendim.

Nazan doğduğundan beri sinemaya gidemedim. Çok elzem bir ihtiyaç değil ama yapamayınca yapmalıyım inadı gelir ya insanın üzerine işte öyle bir inat uğruna 2006 yılı planlarımın içinde bu da vardı. Yapabildim mi? Tabi ki hayır.

O sebeple 2008 yılı için herhangi bir plan yapmayacağım dedim ama 31/12/2008 gecesinin proğramını 1 Ocak 2008 de yaptım.

Neyse ben yine de genel olarak plan yapmayacağım.
Gerçekleştirdim/gerçekleştiremedim stresi yaşamamak için aylık planlar çerçevesinde yaşamayı düşünüyorum.

Yılbaşı gecesi dostum crescentlerdeydik. :) Eğlendik yine. Zaten 3 arkadaş bir araya gelmişsek eğlence mutlaka olacak. Crescentim ile   üniversite yıllarının disco günlerini bile yadettik.  Hala bloglaştıramadığımız Süheyla dostumu da çok özlemiştim.
Gelelim bu günlerde ne yaptığıma.
Yandaki foto son numaram:)

Halı ördüm.

Bayramda evde olacağım diyerek arife günü koştur koştur gittim iplerini aldım. O akşam başladım. Bu hafta sonu bitirdim.

Enerjimi tüketmeye ihtiyacım mı var yoksa bir problemim mi var bilmiyorum.

İkizannem beni örerken gördü. Katıla katıla güldü. Karikatür gibiymişim. :) Haklıydı ama !

Birde buraya http://www.ankaralianneler.com/ a tıklayın. :) Yeni internet sayfamız açıldı. Sağ tarafta yazarlar kısmına bakın oradayım.


Nimet



23 Aralık 2007

SON...

Güzel 2007 min son yazısı olacak muhtemelen.
Bayramımızın birinci gününde yine K.hamamdaydık. Maaile toplaştık.
Evde 3 adet kurban olunca olay mahallinden hemen uzaklaştım ve hatta koşa koşa Ankaraya geri döndüm. :)
İlk gün akşam ikizannem telefon etti "hadi bize bayramlaşmaya gelin" dedi.
Hiç böyle bayram ziyareti olur mu demeyin oluyor işte görüldüğü gibi.
Böylece Ankaradaki bayramımız gerçekleştirdiğimiz tek ziyaretle sona erdi.
Bu bayramın en güzel olayı Babamın Nazana yazmış olduğu mektup oldu.
Nazan Dedesinin mutluluğunun ekiymiş.
:)

Tablolarım dedim durdum ya size; işte bunlardı...




Seneye görüşürüz...



NİMET

15 Eylül 2007

Takvimlerden Haberin Yok mu... Geçiyor Yıllar.....

En güzel Gülay söylüyor bu şarkıyı.

Akşam otururken dinleyesim geldi. Dinlerken uzun yolda olasım geldi.

Gecenin sessiz karanlığında uyuyan şehirlerin arasından geçerken yüksek volüm dinleseydim keşke dedim. İçim hüzünlendi sanki.


Neyse diyerek kulaklıklarımı takıp açtım sesini yinede şarkının:)


Baktım hafiften duygusallaştım bişeyler yapmam gerek diyerek çizdiğim ama henüz boyamaya başlamadığım yeni projeme başladım.


Gece 2 oldu ortaya çok güzel bir tablo çıktı. Henüz taslak olmasına rağmen bakıp bakıp "vay be" diyorum. Hakkaten vay be!!


Koskoca tabloyu nerdeyse bitirdim ama yine de içimin hüznü geçmedi. Şarkıdan olsa gerek artık kapatsam iyi olur ama hala dinliyorum:))



Kimimiz yorgun,

kimimiz vurgun,

kimi isyankar

Acı gerçek bu,

ömrümüz bir su,

geçiyor yıllar .....



nimet



04 Mayıs 2007

Huzur

 Hayatımda  önemli bazı noktalar var. Onlardan birisi de Yargı Mensupları Resim Sergisine katılmak.
Olmam gereken şekil buydu diyorum kendime. Arkadaşlarımında dediği gibi gözlerimin taaa içi gülüyordu. :)

ANKAN dostlarım yanımdaydı yine. Bir şiir eşliğinde yukarıdaki rengarenk çiçekleri göndermişlerdi.

Seni sence çoşkuyla
Seni sence sevgiyle
Seni sence dostlukla
Seni sence rengarenk
SELAMLIYORUZ

Danıştay saldırısından sonra güvenlik önlemleri hat safhada olduğu için fotoğraf çekmek de yasaktı. Daha doğrusu salona fotoğraf makinesi ile girmek yasaktı. O sebeple sardunyam fotoğraf çekemedi.

nimet

16 Nisan 2007

Burası Nasıl?



Son tablom.

Cumartesi günü pek keyifli resim yapıyordum ama çocukların kaza haberinden sonra yapma isteğim gitti bir anda.

Aslında evin önüne bir masa atayım. Masanın etrafında otursunlar falan diyordum ama dedim ya yapma isteğim gitti. Bu resim de bu kadar olsun. Yaşlı amcam bahçesiyle uğraşıyor. Bahar gelmiş evinin önüne. Çoluk çocuk da yok etrafında. Zaten böyle bir eve de ancak onun yaşında sahip olabiliriz herhalde:))

Hayalim böyle bir ev işte. Olur inşallah bir gün o da olur:)

nimet

26 Mart 2007

Rehavet




rehavet içerisinde olmam gerek ama değilim:)


Son tablom yukarıdaki:) Resim yapmak ne kadar da dinlendiriyor insanı. Bi de vakit bulabilsem bol bol:) Çok severek yaptım yeni tablomu. Bende anısı var bu resmin:) Antalya Kemer Yörük Park'tan görünüm.


Onun dışında iyiyim. Hayat son sürat devam ediyor. Beynimin içi binparçaya bölünmüş vaziyette ama bundan da şikayetçi değilim. Meşkuliyetimin bittiği anda biteceğime inanıyorum. Hemen bugün bir diğer tabloma başlayacağım mesela:) Yargı mensupları resim sergisine yetiştirmeye çalışıyorum tabloları bu arada :) ee nede olsa hakiki Türküm ben herşeyi son dakkaya bırakırım:)


Arada dostlarımla buluşuyorum. Cuma günü ANKAN dostlarımla the pub gecemiz vardı. Sarhoş oldum yine:) Onca kadının gürültüsünü, kahkahasını ve hareketliliğini hoşgören tek mekan tavsiye ederim.


Bu arada Cinnah Caddesi yolumuz açıldı. Pazar günü ilk geçişimizi yaptık. Güzel olmuş fena değil. Yağmur yağınca belli olur mimari harikasının güzelliği ama estetik görünüşü fena değil.


Bol bol yazasım var ama mesleki kariyerimin gereklerini yerine getirmem gerek:) Bkz. aşağıdaki manzara:)


16 Eylül 2006

HAMAM


Hiç hamama gittiniz mi? Hani şöyle doğal kaynak suyuyla yıkanılan hamamlara.....öyle dejenere olmuş, bikiniyle girilen şehir hamamlarından ziyade, hamam kültürü olan kasaba hamamlarına gitmelisiniz.
Hamam kültürü bambaşka bir kültürdür.
Hamamda tas, takunya,yer kavgası bambaşka bir zevktir:)


Çocuklar savunmasızdır. Kaçamazlar ayakları kayar. Annelerinin elinde lif vardır, kese vardır. Çocuğunun kirini sökmeye kararlıdır. Derisini yüzercesine yıkarlar. Çoğu zaman ağlama sesleriyle karışır su sesleri.

Teyzeler, nineler, anneler çıplaklıklarından utanmazlar. Genç kızlarda vardır. Hafiften utanırlar. Yanakları kırmızı kırmızı olur, tazedirler. Onları seyreden tombul teyzeler olur genelde. Oğullarına kız bakarlar. Yanındaki diğer tombul teyzeye sorarlar "şu kız kim" "filanın kızı" ..... şeklinde secereler öğrenilir.
Yenilenmişsin gibi gelir insana. Bi de çıktıktan sonra buz gibi bir gazoz içiyorsan değme gitsin keyfine. Hamam kültürü ile büyüdüm ben. Uzun zaman oldu gidemeyeli. Özlemle yaptım bu tabloyu. Tüm resimler bir bütün aslında ama hikayeleri farklı.

09 Mayıs 2006

ŞAKADA ŞUKADA

Aman ciddi ciddi başlık atmak istemedim. Sayfa benim değilmi kardeşim! :)
5 Mayıs 2006 günü üçüncüsü yapılan yargı mensupları karma resim sergimin açılış kokteyl'i vardı. Sevgili arkadasim, blog dostum ve ANKAN grubumun meleklerinden sardunya açılış kokteylinde yanımdaydı. Sardunyanın çektiği fotolardan yeni tablolarım efenim. İyi seyirler.

12 Nisan 2006

03 Mart 2006

Bazen de hamaratım canım!!!


Benim age, sardunya, paylaşılan tatlardan neyim eksik ama dimi!!
Ama sanatkar insanım ben. Pasta yaparken de sanatımı göstermeliyim arkadaşlarım.
Tatlımızın bir adı yok. Annem 1980 li yıllarda günlerinde yapardı. Rahmetli Nurten Teyze yapmıştı ilk, pek bi beğenmiştim o yıllarda. Çeyizimle birlikte bu tarifi de getirdim annemden.

Bu arada makinem bozuk olduğu için net değil resimler bunun içinde ayrıca özür dilerim:)

Önce içindekiler kısmını vereyim.

HAMURU

1 yumurta

2 çay bardağı yoğurt

2 çay bardağı sıvıyağ

2 çay bardağı irmik

Kabartma tozu

Aldığı kadar un. (kulak memesi yumuşaklığı hikayesi yani)

ŞERBETİ

4 su bardağı şeker

3,5 su bardağı su

biraz limon suyu (kafanıza göre sıkın işte içine ben bir çorba kaşığı kadar sıkıyorum. Aslı ne kadardır bildiğimde yok açıkçası)

Efenim sonrası nasıl? gördüğünüz üzere gonca gül şeklinde. Çok şık ufak ufak tatlılar. Hamuru yuğurduktan sonra oklavayla inceltiyoruz yada açmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 1 ytl kalınlığında bir hamur olunca bir bardak eşliğinde yuvarlaklar yapıyoruz. Daha sonra yuvarlakları resimde gördüğünüz gibi 4'e kesiyoruz. Ortasına cevizimizi yerleştiriyoruz. Katlama şeklide yine resimlerde gördüğünüz gibi. İşte yukarda yapılmışı var.

Hepsini güzelce tepsiye dizdikten sonra atıyosunuz fırına üstü pembeleşinceye kadar pişiriyorsunuz. Şelbet dökünce taşmayacak bir kaba alıyorsunuz. Güller orada beklerken siz şelbeti kaynatıyorsunuz. Pişen şelbetini soğuk güllerinizin üstüne döküp sıcak bir aşk başlatıyorsunuz. Ertesi gün yenirse daha güzel olacaktır.

Afiyet olsun efenim.

nimet

08 Şubat 2006

Radikal

Geçenlerde pazar kahvaltımızı yaparken evim evim güzel evim proğramına takıldık biraz.
İlginç bir duvar aksesuarı yaptılar.
E yani benim evim evim güzel evim proğramındakilerden neyim eksikti ama dimi?
Zavallı Edizimin "yapma be nimet ciddi misin" bakışları da kar etmedi.



Salonumuzun duvarlarından herhangi bir yer seçtim önce.
Duvarlar yağlı boya olduğu için evdeki yağlıboyalarımdan petrol mavisini ve fıstık yeşilini birbirine karıştırmadan bulaşık süngerine bulaştırdım.
Daha sonra duvarımızda belirlediğim (ölçüp biçip tabi) yere, bulaşık süngerindeki boyaları oval hareketlerle sürdüm. Böylece duvar yer yer yeşil, yer yer petrol mavisi oldu.
Tamam kabul ediyorum biraz çılgınlık:)
Hele ki bir kaç gün kurumasını beklediğimiz için duvarın bir bölümünü böyle çılgınca boyanmış görmek Ediz için dehşet bir duygu oldu.
Çerçeveye gelince; kendileri kartonpiyerdir. Yani hazır kartonpiyer. Bir nevi köpük gibi bişey oluyor bunlar.
Kartonpiyeri aldık, çerçeve gibi kesip hop duvara yapıştıracağız ya!!!! Aman Allahım ne zormuş onu kesmek. Anladık ki çerçeve yapan arkadaşlar eli öpülesi yaratıklarmış.
Onu kesmek için uğraşırken salonun lambasını kırdık. Nasıl olduğunu sormayın ama!!! kırdık işte:))
Yani arkadaşlar ölçüyü ayarlayıp çerçeveciye götürüp kestirin. Sonra da boyadığınız yerin etrafına yapıştırın. Yapışıkken istediğiniz bir renkle çerçeveyi boyayın.


Sıra içindeki kelebeklere geldi. Ankara'da bu kelebekler yeni yeni ortaya çıktı. Belki İstanbul'da heryerde vardır ama bizde Tepe Home'da var. Ben birde Esat caddesinde ilginç şeyler satan bi yerde gördüm.

Çerçevemizin içine çiviler çaktım. Kelebekleri rastgele astım. Arada çerçevenin üzerine de taşırdım, her an uçacaklarmış gibi daha bir enterasan oldu.

Evim evim güzel evim proğramında çerçeve kısmına kadar böyleydi. Daha sonra onlar ortaya mumluk yerleştirdiler. Duvara asılan mumluklardan. Öylede olur, böylede ama neticesi güzel oluyor be...

Nimet Pamukçuoğlu

19 Aralık 2005

DEKORATİF RAFLAR



Bugünlerdeki yeni uğraşım dekoratif raflar. Uzun süredir bu tür raflarda gözüm vardı. Birçok ahşap satan yer dolaştım. Koskocaaa sitelere gittim oraları dolaştım ama bir türlü istediğim gibi düz sadece kitap konulabilecek sadelikte raf bulamadım. Daha doğrusu raf bulamadım. Hazır raflarında kenarlarındaki demirler çok hoş gelmedi bana.
Herneyse en son Ulustaki Tamer Ticarette buldum. Resimlerde görmüş olduğunuz asılmış, boyanmış raflar evimizin atıl bir köşesidir. Hatta bir kapı arkası. Arka zeminini mutfağımdan artan fıstık yeşili boya ile boyadım. Daha sonra da üç tane raf alarak renk renk bir cümbüş yaratmaya çalıştım.
Ben yine ballandıra ballandıra çok kolay diyerek anlatacağım tabi: )) Ve hala ısrarla çok kolay diyorum.
Şimdi; rafları alıyorsunuz. Su bazlı boyalarını da alıyorsunuz. Bir fırça ile ki bu Suluboya fırçası bile olur, boyayı her yerine açıklık kalmayacak şekilde sürüyorsunuz. Sonra onu kurumaya bırakıp bir diğer boyayı bir diğer rafa aynı şekilde uyguluyorsunuz. İlk boyayı tahta hemen çektiği için ikinci katlarını mutlaka sürün. Yaklaşık iki saat sonra boyalar kuruyor. Kuruduktan sonra isterseniz sade bırakın yada benim yaptığım gibi kenarlarına parmaklarınızla rasgele sim sürün yada hazır satılan çıkartma şeklinde olan yapıştırmalardan alıp istediğiniz yere şekil yapıştırın. En son sprey şeklindeki verniğinizi üzerine sıkın ve kurumaya bırakın.
Rafın tanesi 7,5 YTL. Boya 1 YTL. Hadi sim aldım, kalıp aldın falan yaklaşık maliyet bir raf için 9,5 YTL ye geliyor.
Daha sonra her zamanki gibi usta çağırıp astırıyorsunuz. Yada artık eve bir matkap alın… Bu raflardan sonra biz artık evimize bir matkap almaya karar verdik.. Biraz daha evi kurcalamaya başlarsam matkabı kendim kullanmaya başlayacağım galiba bu gidişle: ))))))

Saygılar……..
Kolay gelsin…….

Nimet