
Zor büyüttük. Ankara'nın bir ucundan başka bir ucuna taşındı her sabah, her akşam. Kreş servislerinde büyüdü.
6 yaşındaki hayatı ona, "ben hiç çocuk olmadım ki" dedirtecek kadar ne yaşattı bilemiyorum. Suçlanmalımıyım onu da bilemiyorum.
Ama bildiğim birşey varsa o da;
oynamadığım oyuncakları hastanedeki çocuklara götür onlar oynasınlar benim çok var......
kreşe gitmeseydimde sokak çocuğu mu olsaydım..... kreşe gitmezsem iyi eğitim alamam...
diyecek kadar akıllı bir kızım var.
O doğduğundan beri hayat mücadelesi içinde. Hasta olunca bana kim bakacak telaşı içinde. İzin alamazsak ne olur sorusunun çözümü var hep beyninde. İlk kez bulunduğu bir ortamda ilk sorduğu soru "buranın kuralı nedir?" oluyor. Onun hayatı böyle.
Bu sabah ilk defa kendi başına okulunun servisine bindirdik. Bildiğim bütün duaları okudum ve hatta arkasından su dökesim bile vardı vallahi:) Gözlerim çakmak çakmak oldu.
Basit bir anaokuluna bu kadar gururlandıksa devamı durumlarda nasıl bir hal alırız ki! Fakülteden mezun olup ta kep fırlattığında krize girip , gelin olup giderken de arabanın altına atlayıp ya canımı ya kızımı mı deriz acaba:)))
Nimet
Anne