Babamın ismi rahmetli İsmet İnönü'nün ismidir. Dedemin bir erkek evladı olunca İsmet olacak demiş. İsmet İnönü vefat ettiğinde sigaraya başlamış. Ona keza Babam da Bülent Ecevit hayranıydı. Hayranlıktan öte tutkundu, bağlıydı. Belli ki üniversite yıllarında makaryos'a ölüm!! sloganlarıyla Kızılay meydanına yürürken kazanmıştı bu sempatisini.
Muhafazakar görüşlere sahip olan Büyükbabam 5-6 yaşlarındaki ablamı kızdırırdı. Ablam hırsla kalkar, avazının çıktığı kadar HALKÇI ECEVİT....HALKÇI ECEVİT diye bağırırdı:) neticesinde kahkahalarla gülünen sıcak bir aile ortamı yaratılırdı. Ablam, okuma yazma öğrendiğinde eylemlerine anneannemlerin evinin duvarlarına Halkçı Ecevit yazarak devam etti:))
Bana gelince;
Ankara'da politikacılarla yaşamak kolay değildir arkadaşlar. Herhangi bir milletvekili geçecek diye koskoca caddeler kapatılır, Başbakan evine gidecek diye yollar boşaltılır. Benim çocuğumun servisi gelecekmiş, ben yetişemeyecekmişim, yavrum ortada kalacakmış onların umrunda olmaz!! Onların yol kapatmalarından bilmem neredeki sokakta Ambulansın kalacağı, belki de içindeki hastanın öleceği gerçeği de onların umurunda olmaz.
Ama birinin umrundaydı.
Kızılay meydanının fıkır fıkır olduğu zamanların birinde ve tam da orta göbeğinde karşıdan karşıya geçiyordum. Reno marka resmi arabayı farkettim önce, allah allah ışıkda duran bir meclis üyesi!! kimmiş bu ayol:)) diyerek arabanın içine baktım. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit! makam koltuğunda oturuş sebebini özümsemiş bir Başbakan olarak kırmızı ışığında durmuş VATANDAŞ larının geçmesini bekliyor paşa paşa. O zaman Ablamı düşünmüştüm tebessümle:) Abla işte HALKÇI ECEVİT!!
Başınsağolsun Babacım.
NİMET
06 Kasım 2006
05 Kasım 2006
GELDİ

Daha sararıp döküleceklerdi ama misafir erken geldi, hop oturdu baş köşeye. Balkonumun yegane komşusu dut ağacı bu:)
Her odadan ayrı bir manzara bizim ağaçlar.
Bazen hırsız girecek korkum olsada,
bilmediğim emvai çeşit böcekleri getirselerde, evimizin içini karanlık yapsalarda,
balkonumun içine kadar giren dalları içim yanarak koparsamda,
dört bir yanımı çevreleyip yeşillik yüzü gösterdikleri için teşekkür ederim kendilerine. Tabi birde kış manzaralarını doyasıya tatdırdıkları için:)
E günlerden pazar olunca ve sabah kalktığında yılın ilk karı ile süpriz bir şekilde karşılaşınca bir eğlence bir eğlence sorma gitsin. Bakalım hafta içi de aynı güzellikte olacakmıyız:)
29 Ekim 2006
GİZLİ KADINLAR ÖRGÜTÜ

Serhat Ayan'ın ikinci kitabı Gizli Kadınlar Örgütü yeni çıktı. Süper bir kitap olmuş Serhat, ellerine, beynine sağlık.
Fakat Kadınların aslında bir örgüt üyesi olduğunu düşündürecek kadar ne yaşadın merak etmedim de değil doğrusu:)
Nasıl bir hayal gücüdür pess!! inanılmaz sürükleyici, enteresan bir kitap olmuş.
İtiraf edeyim basılmamış halini okumak bu kadar heyecanlı olmamıştı.
Netice itibariyle bizi keşfettin bu iyi olmadı!
Aslında hakkaten bir örgüt üyesiydik biz! Stratejimizi değiştirmemiz gerek şimdi.
kod adı
nimet
26 Ekim 2006
ÖZÜM




Bayramda memleketimdeydim. Hiç eve gelmek istemedik ailecek. Üç kuşak bir aradaydık. Sevgili blog dostlarım, ailem, evlatlarım:) günce'nin güncesi ve alican'ın çiftliği ile bol bol blog sayfaları muhabbeti yaptık. Gizli takipçimiz Teyzem de katıldı arada bize:)
Piknikler, gezmeler, tozmalar yapıldı. Binbir çile ile verilen kilolar tatlılar, dolmalar yenilerek itina ile geri alındı.
Kapısını çalmanıza gerek olmayan çünkü anahtarı üzerinde olan anneannemlerin evine gelen gidenin sayısı belirsizdi yine tabi. Baklava ve yanında dolma servisleri, çay içermisiniz.... karnınız açmı? Allahaşkına yeyin... :) muhabbetleri.
Fazla söze gerek yok aslında neden gelmek istemediğimizi anlamak için resimlere bakmak yeter bana göre.

14 Ekim 2006
neden koyun?
Nazana koyun sayarak uyumayı öğretmeye çalıştım veya çabaladım yada belki uyur diye ümit ettim diyelim. Bu öğrenilir mi, kim icat etti ve hatta bir faydası varmı bilmiyorum zira koyun kardeşlerin bana hiç bir faydası olmamıştır:)) ama ümit ümittir kıranlara selam olsun diyerek çıktım yola.
- Bak şimdi bir çit var, arkasında da bir sürü koyun.
- Çit ne anne?
-Tamam çit değil duvar var. Şimdi o koyunlar duvarın üzerinden tek tek atlayacaklar. Sende koyunları sayacaksın tamam mı?
-Neden
-İşte
-e peki o zaman
-Bir koyunnnn/iki koyunnnnn/üç ko........
-nazan içinden sayacaksın bağırmadan, sessizce
-ha tamam
-sen sayıyormusun anne
-evet
-kaçıncıdasın
-bilmiyorum, karıştırdım yeniden başlayacağım
-ben onbirincideyim
ya sabır sessizliği!!!
-anne 44 e kadar saydım yeter mi
-yeter nazan!!!!!
-şimdi uyu lütfen!
-her gün mü sayacağız anne koyunları
-neden 44 e kadar saydın nazan
-çünkü 44 e kadar saymayı biliyorum anne!
:)))))))))))
-bir iki üç tıp konuşanın ağzına yılan girsin
............................................
- Bak şimdi bir çit var, arkasında da bir sürü koyun.
- Çit ne anne?
-Tamam çit değil duvar var. Şimdi o koyunlar duvarın üzerinden tek tek atlayacaklar. Sende koyunları sayacaksın tamam mı?
-Neden
-İşte
-e peki o zaman
-Bir koyunnnn/iki koyunnnnn/üç ko........
-nazan içinden sayacaksın bağırmadan, sessizce
-ha tamam
-sen sayıyormusun anne
-evet
-kaçıncıdasın
-bilmiyorum, karıştırdım yeniden başlayacağım
-ben onbirincideyim
ya sabır sessizliği!!!
-anne 44 e kadar saydım yeter mi
-yeter nazan!!!!!
-şimdi uyu lütfen!
-her gün mü sayacağız anne koyunları
-neden 44 e kadar saydın nazan
-çünkü 44 e kadar saymayı biliyorum anne!
:)))))))))))
-bir iki üç tıp konuşanın ağzına yılan girsin
............................................
Kaydol:
Yorumlar (Atom)