Bilgisayarım format yedi. Ohhh tertemiz oldu. Bayram temizliği gibi.
Karşımdaki ekran ve içindeki evrenle o kadar haşır neşirim ki bazen ekranın içinde olanlar gerçek hayatta da oluverecekmiş gibi geliyor..
Örneğin hayatı da formatlasak diyebiliyorum. Format esnasında kaybetmek istemediğim bilgi ve belgeleri başka bir yere yüklesem. Ailemi, malımı, mülkümü:) onlarsız olmaz biliyorsunuz. Saklamak istediğim arkadaşlarımı da alsam bir kenara geri kalanına format atsam.
Hatalarımı tekrarlamamaya çalışarak yeniden başlasam mesala:) güzel olurdu değil mi.
Yada ne bileyim hayatta bir geri al tuşu olsa.
-Ayyy niye söyledim şimdi ben bunu !!! dediğim anlarda örneğin, hop geri al tuşuna basıp yeniden densizlik yapmadığım anıma dönsem:)
...
geçen hafta çookk eski çocukluk arkadaşlarımdan birini gördüm. Sesini duydum.
Fazla muhabbet edemedik ama yinede Tunalı'da rastlaşmak güzel oldu. En kısa zamanda buluşmak dileğinde bulunduk ama en kısa zaman kaç yıla tekabül eder bilmiyorum artık. Hayatıma format atarken onu da saklanacak belgeler arasına alacağım:)
Şu anda bu satırları yazarken aslında kardeşim ameliyatta. Gözünden ameliyat olacak. Çok mühim bişey değil ama aklım onda. Ben her zamanki gibi izin alamadım. Önceden randevulaştığım davacılarımla ifadeleşmelerim var.
Sabah kızımı etüd e bıraktım, bırakılan çocukların bükük boyunlarını görmeyeli uzun zaman olmuştu:(
Bu günlerde sonbaharın güzelliklerini bol bol yürüyüş yaparak yaşıyorum. Çok güzel, çok duygusal. Duygusallaşmayı ve hatta romantikleşmeyi pek sevmesemde olasım var.
Böyle daldan budaktan konuşasım var.
Dostlarımla buluşup içesim var.
Alışveriş yapasım var.
Sonbahardan kesin:)
nimet
14 Kasım 2006
12 Kasım 2006
06 Kasım 2006
Başınsağolsun Baba!!
Babamın ismi rahmetli İsmet İnönü'nün ismidir. Dedemin bir erkek evladı olunca İsmet olacak demiş. İsmet İnönü vefat ettiğinde sigaraya başlamış. Ona keza Babam da Bülent Ecevit hayranıydı. Hayranlıktan öte tutkundu, bağlıydı. Belli ki üniversite yıllarında makaryos'a ölüm!! sloganlarıyla Kızılay meydanına yürürken kazanmıştı bu sempatisini.
Muhafazakar görüşlere sahip olan Büyükbabam 5-6 yaşlarındaki ablamı kızdırırdı. Ablam hırsla kalkar, avazının çıktığı kadar HALKÇI ECEVİT....HALKÇI ECEVİT diye bağırırdı:) neticesinde kahkahalarla gülünen sıcak bir aile ortamı yaratılırdı. Ablam, okuma yazma öğrendiğinde eylemlerine anneannemlerin evinin duvarlarına Halkçı Ecevit yazarak devam etti:))
Bana gelince;
Ankara'da politikacılarla yaşamak kolay değildir arkadaşlar. Herhangi bir milletvekili geçecek diye koskoca caddeler kapatılır, Başbakan evine gidecek diye yollar boşaltılır. Benim çocuğumun servisi gelecekmiş, ben yetişemeyecekmişim, yavrum ortada kalacakmış onların umrunda olmaz!! Onların yol kapatmalarından bilmem neredeki sokakta Ambulansın kalacağı, belki de içindeki hastanın öleceği gerçeği de onların umurunda olmaz.
Ama birinin umrundaydı.
Kızılay meydanının fıkır fıkır olduğu zamanların birinde ve tam da orta göbeğinde karşıdan karşıya geçiyordum. Reno marka resmi arabayı farkettim önce, allah allah ışıkda duran bir meclis üyesi!! kimmiş bu ayol:)) diyerek arabanın içine baktım. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit! makam koltuğunda oturuş sebebini özümsemiş bir Başbakan olarak kırmızı ışığında durmuş VATANDAŞ larının geçmesini bekliyor paşa paşa. O zaman Ablamı düşünmüştüm tebessümle:) Abla işte HALKÇI ECEVİT!!
Başınsağolsun Babacım.
NİMET
Muhafazakar görüşlere sahip olan Büyükbabam 5-6 yaşlarındaki ablamı kızdırırdı. Ablam hırsla kalkar, avazının çıktığı kadar HALKÇI ECEVİT....HALKÇI ECEVİT diye bağırırdı:) neticesinde kahkahalarla gülünen sıcak bir aile ortamı yaratılırdı. Ablam, okuma yazma öğrendiğinde eylemlerine anneannemlerin evinin duvarlarına Halkçı Ecevit yazarak devam etti:))
Bana gelince;
Ankara'da politikacılarla yaşamak kolay değildir arkadaşlar. Herhangi bir milletvekili geçecek diye koskoca caddeler kapatılır, Başbakan evine gidecek diye yollar boşaltılır. Benim çocuğumun servisi gelecekmiş, ben yetişemeyecekmişim, yavrum ortada kalacakmış onların umrunda olmaz!! Onların yol kapatmalarından bilmem neredeki sokakta Ambulansın kalacağı, belki de içindeki hastanın öleceği gerçeği de onların umurunda olmaz.
Ama birinin umrundaydı.
Kızılay meydanının fıkır fıkır olduğu zamanların birinde ve tam da orta göbeğinde karşıdan karşıya geçiyordum. Reno marka resmi arabayı farkettim önce, allah allah ışıkda duran bir meclis üyesi!! kimmiş bu ayol:)) diyerek arabanın içine baktım. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit! makam koltuğunda oturuş sebebini özümsemiş bir Başbakan olarak kırmızı ışığında durmuş VATANDAŞ larının geçmesini bekliyor paşa paşa. O zaman Ablamı düşünmüştüm tebessümle:) Abla işte HALKÇI ECEVİT!!
Başınsağolsun Babacım.
NİMET
05 Kasım 2006
GELDİ


Balkonumun yegane komşusu dut ağacı bu:)
Her odadan ayrı bir manzara bizim ağaçlar.
Bazen hırsız girecek korkum olsada,
bilmediğim emvai çeşit böcekleri getirselerde, evimizin içini karanlık yapsalarda,
balkonumun içine kadar giren dalları içim yanarak koparsamda,
dört bir yanımı çevreleyip yeşillik yüzü gösterdikleri için teşekkür ederim kendilerine. Tabi birde kış manzaralarını doyasıya tatdırdıkları için:)
E günlerden pazar olunca ve sabah kalktığında yılın ilk karı ile süpriz bir şekilde karşılaşınca bir eğlence bir eğlence sorma gitsin. Bakalım hafta içi de aynı güzellikte olacakmıyız:)

29 Ekim 2006
GİZLİ KADINLAR ÖRGÜTÜ

Serhat Ayan'ın ikinci kitabı Gizli Kadınlar Örgütü yeni çıktı. Süper bir kitap olmuş Serhat, ellerine, beynine sağlık.
Fakat Kadınların aslında bir örgüt üyesi olduğunu düşündürecek kadar ne yaşadın merak etmedim de değil doğrusu:)
Nasıl bir hayal gücüdür pess!! inanılmaz sürükleyici, enteresan bir kitap olmuş.
İtiraf edeyim basılmamış halini okumak bu kadar heyecanlı olmamıştı.
Netice itibariyle bizi keşfettin bu iyi olmadı!
Aslında hakkaten bir örgüt üyesiydik biz! Stratejimizi değiştirmemiz gerek şimdi.
kod adı
nimet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)