16 Ekim 2007

SONBAHAR...

Sonbahardan biliyorum.

Öyle uzun uzun yürüme ihtiyacım ondan.

Yalnız yalnız sokaklara çıkıp, Asya'nın "yaprak döken benim sonbahar gelmeden" şarkısını bağıra çağıra söyleme isteğimde ondan.

Dostlarımla buluşup içme isteğimde ondan.

Yetersizmişim gibi hissetmem de ondan.

Öyle yağmurunu dökememiş bulut gibi dolaşmam da ondan.

Yok mutsuz değilim. Sonbahardan biliyorum. :)

Bayramda Kızılcahamamdaydım.
Yürüdüm yağmur çiselemiş ormanlara doğru.
Olmadı araba kullandım Asya'nın şarkısını dinleyip bağıra çağıra eşlik ederek.
Daha olmadı pek az insanın bildiği ormanın en yüksek noktasına çıkıp şehrin yukardan görünüşünü seyrettim.

Sonra, yok yok bana yakışmaz biliyorum kesin sohbahardan deyip oyun havası açıp arabadan inip oynadım:))) bir iki araba geçti garip garip baktılar ama aldırmadım:))) Dağın başındayım netice itibariyle canım ne isterse onu yaparım:))

Can Çiftliğinde ufak bir proje vardı ama ben dahil olamadım:)) Ziyaret akınına uğrayan Büyükbaba evinde anneme yardım etme görevim vardı.

Anneannem sordu;
Yavrum babanlar nereye gitti?
-Çekime gittiler anneanne.
-Ne çekimi?
-Klip çekeceklermiş...:)))






Resim Anneannemlerin arka balkonu.

Annemin efkarla sigarasını tüttürdüğü, senden başka hiç kimsenin olmadığı hissini veren ormana sıfır güzel balkon.

Geçen bayram annemi ayıların kovaladığı sevimli ormanımız orası işte :))
Bizi çok sevmişler şehre inmeye karar vermişler. Babam öyle söyledi. :)))

Nimetim














03 Ekim 2007

Olmaz ki Böyle de Yapılmaz ki!!!






Yani ayşegül ağustosda çekilen resim ekimde yollanır mı?


Bağ bahçe pikniğini nasıl canım çekti şimdi bir bilsen:))


Dalından koparılmış elmaları yemeyi:))


Ayaküstü ne güzelde menü hazırlamışız:)


Yalnız en güzeli de soğan dolması olmuştu. :))
Mutluyum belli. :))

Yaz bitmeden ben yine böyle bişey yapmak istiyorum:( mız.. mız... mız....

Neyse ki bayramda K.hamam'a gidiyoruz:) Anneannemlerin misafir trafiğinden fırsat bulabilirsek Can Çiftliğine giderim bende:))

Yeni saçlarımı merak etmiştiniz ya:)) istek üzerine onun resmini de ekleyim bari:))

Masada birde tuvalet kağıdı var ama:)) çayla iyi gidiyor:))))


Nimetim

02 Ekim 2007

İMAJ

Sonunda kestirdim saçları.
Olmadı birde üstüne alışveriş yaptım.

Pazar günü bir partiye davetliydim.
Pazartesi günü mail trafiğinden anladım ki saçlar beğenilmiş:)

Ama bugün komik bişey yapmışım. Saat 10,30 itibariyle farkettim ki elbisemi ters giymişim!!! Allahtan kendim farkettim:)
Bu sabah, evden çıkmadan önce biraz vaktim kaldı ne güzel diyerek sabah kahvemi içmiştim.  Niye vakit kaldığı anlaşıldı. Sarsak nimet yapmış yine bi sarsaklık.

Bir keresinde de Nazana yırtık çorap giydirmiştim. Kendisini etüd e bırakırken farkettim. Nazan çorabın yırtıkmış!!! diye kahretmiştim kendimi. Nazan da gayet sakin "ben giydirirken farkettim anne" demişti. E peki neden söylemedin nazan dedim.
"çünkü benim için farketmiyor anne, ben onu diktiririm merak etme sen" demişti. :)
Ne deyim Allah dağına göre kar veriyor. :))

nimet

20 Eylül 2007

DÜŞEŞ

Tavlada düşeş yakalamış gibi hissediyorum kendimi.:)
Mutluyum..

Artık anormal hayatımı terkedip normal hayatıma döndüm. :) Yani evden işe, işten eve durumları. Fakat nazan bile o kadar alışmıştı ki bu duruma, sabah gözünü açar açmaz "anne bugünkü proğramımız ne?" diye soruyordu:)

Tablomu bitirdim. Çerçeveye girsin çehresi düzelsin ondan sonra paylaşacağım sizinle. Yeni tablomun ne olacağını tasarladım kafamda, içim kıpır kıpır yine.

Oruç tutmaya hiç başlamadım. Her sene ilk beş gün tutup, altıncı gün krize giriyordum. İlk beş güne ayıp oldu şimdi:) ama telafi edeceğim.
Fakat buna rağmen hala davullarla uyanıp ışığımı yakıyorum. :) Emeğe saygı duymak lazım:))
Şaka bi yana hakkaten davullarla uyanıp bir daha uyuyamıyorum. Gece gece çay demleyip oturuyorum. !! Hal böyle olunca, bu durumu lehime çevirmeyi düşünüyorum. Mesela oruç tutamama parasından indirim yaparlarmı ki. :) Ama ben geceleri kalkmıştım abi!!!! :))

Nazanın dersleri başladı. El yazısı öğreniyor. Zorlu bir süreç gibi görünüyor. Ama başaracağız.

Dün ilk defa alaturka tuvalete çişini yapmış. :))) Gülmeyin. Bu benim yavrum için çok önemli. Sakızdan balon yapmayı öğrendiğinde "anne ben bir dahiyimmmm" diye bağırmıştı. !
Bu seferki başarısını da şöyle ifade etti: "anne ben okulda çişimi yapabildim, kendimi çok büyümüş hissettim. Nasıl yaptım bak göstereyim mi:))"
Hop, yavrum dur bi eve gidelim orada gösterirsin. :)))


Nimetim

15 Eylül 2007

Takvimlerden Haberin Yok mu... Geçiyor Yıllar.....

En güzel Gülay söylüyor bu şarkıyı.

Akşam otururken dinleyesim geldi. Dinlerken uzun yolda olasım geldi.

Gecenin sessiz karanlığında uyuyan şehirlerin arasından geçerken yüksek volüm dinleseydim keşke dedim. İçim hüzünlendi sanki.


Neyse diyerek kulaklıklarımı takıp açtım sesini yinede şarkının:)


Baktım hafiften duygusallaştım bişeyler yapmam gerek diyerek çizdiğim ama henüz boyamaya başlamadığım yeni projeme başladım.


Gece 2 oldu ortaya çok güzel bir tablo çıktı. Henüz taslak olmasına rağmen bakıp bakıp "vay be" diyorum. Hakkaten vay be!!


Koskoca tabloyu nerdeyse bitirdim ama yine de içimin hüznü geçmedi. Şarkıdan olsa gerek artık kapatsam iyi olur ama hala dinliyorum:))



Kimimiz yorgun,

kimimiz vurgun,

kimi isyankar

Acı gerçek bu,

ömrümüz bir su,

geçiyor yıllar .....



nimet