16 Ocak 2008

...

Bugün mail kutumu açtım, Sardunya dostum şu lafa takılmış.

"Kendinizi bulun, başka bir insanmış gibi dışarıdan kendinize bakmayı deneyin, tüm bencilliklerinizi, kızgınlığınızı, arzularınızı, kıskançlıklarınızı, önyargılarınızı atın geriye siz kalacaksınız."

Tamam dedim. Başka bir insanmış gibi dışarıdan kendime baktım.

Sadece kızgınlık ve arzu kısmı bende var. Tamam dedim ve yazıya istinaden onlardan arındım.

Eeeee... geriye ne kaldi? Benliğimi yitirdim !!!
Demek ki neymiş; her kim söylemişse bana göre değilmiş sardunyam.


Şahsen ben, yaşadığı darbelere karşı bile, öğreniyorum mantığı güderek mutlu olmayı başarabilen polyannalardan biriyim.

Gelelim 2008 yılımın başlangıç günlerine;

eh işte.
Ama mutluyum. Neyse ki arada mızırdanabileceğim dostlarım var…


Kar kış durumlarının şu ana kadar bana bir engeli olmadı. Hala yaz modunda yaşıyorum.

Colleen Mc Cullough'un “Dokunuş” adlı romanını okudum. Güzel kitaptı. Yer yer içimi daraltsa da güzeldi.

Bu aralar Sezen Aksunun da söylediği "sigaramın dumanına sarsam, saklasam seni" yi dinliyorum.
http://www.muzikcalar.org/muziklerim.asp?islem=yolla&id=5197

“Akşam vakti sardı yine hüzünler
Kalbim yangın yeri gel kurtar beni senden”


25’inde yarıyıl tatili başlıyormuş. Başlıyormuş diyorum çünkü yeni öğrendim.
Hatta mail grubundaki annelerim yazınca “aaaaa öylemi” dedim. Sardunyam cevap verdi. “nimet birde ikinci dönem var. Eğitim sekiz yıl sakın unutma!”

:)

Benim cevabım şudur; “hmmm tamam 25’inde Umut’u dinlemeye gideceğiz. Oradan aklımda kalır”

Bu arada Nazandan yeni inciler:
-Anne ben ikiz çocuk yapacağım..
-Hmm o zaman bakıcı tutmamız lazım Nazan
-yok bakıcıya gerek yok ben sana baktıracağım.
-Ama anne ben evlenmekten de vazgeçtim.
-Niye ki!
-Neyse neyse işime gelirse evlenirim sonra boşanırım.
-!

Nimet

03 Ocak 2008

2008

2006 dan 2007 yılına girerken yıllık plan proğramım tamamdı.

Büyük bir kısmını gerçekleştirdim ama esas yapmak istediklerimi yapamadım.

Mesela lisansüstü yapmak istiyordum. Ama ne sınavına çalışabildim ne de sınavına girmeye yeltendim.

Nazan doğduğundan beri sinemaya gidemedim. Çok elzem bir ihtiyaç değil ama yapamayınca yapmalıyım inadı gelir ya insanın üzerine işte öyle bir inat uğruna 2006 yılı planlarımın içinde bu da vardı. Yapabildim mi? Tabi ki hayır.

O sebeple 2008 yılı için herhangi bir plan yapmayacağım dedim ama 31/12/2008 gecesinin proğramını 1 Ocak 2008 de yaptım.

Neyse ben yine de genel olarak plan yapmayacağım.
Gerçekleştirdim/gerçekleştiremedim stresi yaşamamak için aylık planlar çerçevesinde yaşamayı düşünüyorum.

Yılbaşı gecesi dostum crescentlerdeydik. :) Eğlendik yine. Zaten 3 arkadaş bir araya gelmişsek eğlence mutlaka olacak. Crescentim ile   üniversite yıllarının disco günlerini bile yadettik.  Hala bloglaştıramadığımız Süheyla dostumu da çok özlemiştim.
Gelelim bu günlerde ne yaptığıma.
Yandaki foto son numaram:)

Halı ördüm.

Bayramda evde olacağım diyerek arife günü koştur koştur gittim iplerini aldım. O akşam başladım. Bu hafta sonu bitirdim.

Enerjimi tüketmeye ihtiyacım mı var yoksa bir problemim mi var bilmiyorum.

İkizannem beni örerken gördü. Katıla katıla güldü. Karikatür gibiymişim. :) Haklıydı ama !

Birde buraya http://www.ankaralianneler.com/ a tıklayın. :) Yeni internet sayfamız açıldı. Sağ tarafta yazarlar kısmına bakın oradayım.


Nimet



23 Aralık 2007

SON...

Güzel 2007 min son yazısı olacak muhtemelen.
Bayramımızın birinci gününde yine K.hamamdaydık. Maaile toplaştık.
Evde 3 adet kurban olunca olay mahallinden hemen uzaklaştım ve hatta koşa koşa Ankaraya geri döndüm. :)
İlk gün akşam ikizannem telefon etti "hadi bize bayramlaşmaya gelin" dedi.
Hiç böyle bayram ziyareti olur mu demeyin oluyor işte görüldüğü gibi.
Böylece Ankaradaki bayramımız gerçekleştirdiğimiz tek ziyaretle sona erdi.
Bu bayramın en güzel olayı Babamın Nazana yazmış olduğu mektup oldu.
Nazan Dedesinin mutluluğunun ekiymiş.
:)

Tablolarım dedim durdum ya size; işte bunlardı...




Seneye görüşürüz...



NİMET

17 Aralık 2007

Mız...mız...mız....

Öğlen tatilimdeyim...
Elimde dört duvarım var...
Yalnızım...
Müziğim güzel...
Düşüncelerim pek güzel değil...

Ama ben yine de kahvemi içtim keyifle.
Uyduruk fal bakayım kendime hesabıyla fincanımı kapattım:))
Ama bildiğim bir tek şey var. Ortası karanlıksa için sıkılmış demektir.
Açtım fincanımı bir serenatla.
Aaaa..bi baktım içim sıkılmış benim. :))
Peki nasıl kurtulunur bu sıkıntıdan.
Şöyle;
telveyi parmağınızla dağıtıp bi güzel yersiniz:) Aynen öyle yaptım.

Bu tatil oncesi veya tatil sonrasi arada kalan iki üç günlük mesai günlerini sevmiyorum. Karaktersiz çalışma günleri.
Bu gibi durumlarda idari izinler dahil olmak üzere her daim yerimde hazır ve nazır olduğum için işe gelmeyenlere gıcığım var.

Bayramda evimdeyim. Pelte gibi oturup sokaktan geçen şıkır şıkır giyinmiş insanları seyredeceğim.

Buradan beni takip eden tüm arkadaşlarımın bayramını kutluyorum.
Ankara da olanları mutlaka ziyaret edeceğim:))
Kaçmaz:)
Yapın tatlıları:) Ama yanına dolma da olsun sadece tatlı bayıyor insanı. Çay da isterim biliyorsunuz. Kahve likör olayı bozar beni:))
Bendeki menü şu: Kaymaklı Ayva Tatlısı (hafif oluyor)
Dolma
Börek çörek vs.
Bebelere çorba...

Görüşürüz:)

NİMET

06 Aralık 2007

BENİM ADIM İNEK:)

Nazan okumayı yazmayı öğrendi.

Hiç bir yere bakmadan hayal gücüyle veya o anki düşüncesiyle yazdığı ilk kelimeler şunlardı:

"benim adım inek
ben bir önüren ineğim
benim adım inek"

içinizde psikolog olan var mı?
nedir şimdi bu?

Geleceğin ineği mi olacak?
Yoksa işin dalgasındaki öğrencilerden mi olacak?
İneğin önürmesi ne demek? :)

Gezdire gezdire çocuğun ayarını bozdum. Benim yorumum bu.

Neyse...
Sıra büyük ineğin anılarında:)

Başkanım emekli oldu. Eski Başkanım statüsüne yerleşti.
Bugün yeni Başkanım geldi. İstediğim ve beklediğim biriydi.
Bu arada eski Başkanımın gidip yeni Başkanımın gelmesi arasındaki boşluğumda en birinci Başkanımı ziyarete gittim.

Biraz karışık değil mi?

En birinci Başkanımı gördüğümde hep içim sızlıyor. Her seferinde keşke yeniden birebir çalışma imkanım olsaydı diyorum.

Aralık ayına girmiş olmamızdan pek memnun değilim.
2007 yılının bitmesini istemiyorum.
2006 yılının mendeburluğundan sonra 2007 ilaç gibi gelmişti.
Özellikle Ağustos ayı ile başlayan mutluluğumun 2008 yılında da devam etmesini umut ediyorum.
Şimdi durduk yere neden umut ediyorum? Çünkü manyakça bir tek/çift sayı takıntım var.

Yılbaşı telaşı başladı ufak ufak bizde. 31 Aralık günü dostum crescent ile birlikteyiz yine:)

28 Aralıkta ANKAN annelerimle birlikte yeni yıl kutlaması yapacağım.

Birde bugün ayarlamalarını yapmaya başladığımız bir diğer yılbaşı partimiz varki o en heyecanlısı olacak. ANKAN annelerimizle birlikte kimsesiz özürlü çocuklarımıza parti vereceğiz. Bu anlamda organizasyon aşamasında olmaktan çok mutluyum. Bakalım ne çıkacak ortaya.

Tamam kestim. 

Nimet