10 Eylül 2008

Kelime Oyunu

Sardunya dostumun kelime oyunu konusu Alışkanlıklar...

----------------------------------------------------------------------------

alışkanlıklarıma alışkınım.
klasörü geniş.
çoğu alışkanlık vazife.
çoğu vazife zevk.

kısır döngü.
bazen döngünün ortasında kaybolduğumu zannetsem de aslında kaybolma isteği de bi alışkanlık.
kaybolduğun yerden bulunmak zevk.

her sabah içtiğim kahvem...

yerime oturmadan açtığım bilgisayarım...

işyerinde içtiğim kahvemle beraber buluştuğum mail kutum...

kızıma 7 senedir bıkmadan usanmadan her sabah söylediğim şarkım...

üstümde olması gereken neşem...

hep aynı koltuğa oturmam...

hep aynı...hep aynı....hep aynı.... liste uzun.

Netice....

Alışkanlıklarım=Zevklerim=Nimetin dünyası...

Nimetin dünyası geniş içeri girmek sır...


Nimet

04 Eylül 2008

BUGÜN...




Bugün benimmm doğum günüm...
Hem sarhoşum hem yastayım.....
.......

Aslında Teomanın bu bunalım şarkısını hiç söylemek istemesem de, her doğum günümde sabahtan ağzıma takılıyor ve maalesef akşama kadar bu şarkıyı söylüyorum.

Bugün on sekizimden gün aldım. :)

Küçükken doğum günü kutlaması yapmak isterdik ama Babam "esköylülerin doğum günü olmaz" !!!! derdi. :)))
Biz de "ha öylemi!! bak sen ya...demek ki öyleymiş" diyerek normal hayatımıza devam ederdik. :)
Hatta doğum günlerimiz bir kaç hafta sonra bi başka kişinin hatırlatmasıyla filan anılırdı.
Şaka yapmıyorum:) Çok ciddiyim. :)
Evet salak çocuklardık, biliyoruz. :))

Aklımıza gelirse kutlarız:)))
ama şu şekilde;
"bugün günlerden neydi ya... aaaaa dün ablamın doğum günüydü!!!...dur bi arayım" şeklinde önem arz eden bi durum.

Yani velhasıl kutlatmam, kutlarım felsefesi. :)

Amaaa........

Bu sene ikinci doğum günü kutlamamı yaptım.
İlkini can dostum crescentim düzenlemişti. Akşam sünepe sünepe otururken kapıyı açtığımda, süprizzzz diye bağıran bi toplulukla karşılaşmıştım:)))

İkincisini bu sene Ramazandan önce ANKAN dostlarımla kutladık:) Bilerek yapmadılar ama pastanın üstünde iki tane mum vardı:)))

Öğlen yemekleri.... akşam yemekleri.... hala kutlamaya devam ediyoruz:)))

Önemli olduğumu biliyorum ama bunu hissettirmek ve bu anı yaşamak çok hoş. :))

Teşekkürederim.....



Dip not:
Ah Baba ah!! neler kaçırtmışsın bize:)) Nolurdu esköylülerin doğum günü kutlansaydı:))))



Nimet
Tamam 37 bitti!! :))

29 Ağustos 2008

Bazen de...

Bazen...

Ankara gecelerinde dostların tadına varılır...

Bazen de...
..............................................
Nimet

24 Ağustos 2008

Abdülkadir Yalabuk

Geçenlerde, her zaman alışveriş yaptığım çocuk mağazasından bişeyler alırken içeriye, "merhaba sermet abi" diye bağır çağır birisi girdi.

Sonra beni gördü pardon pardon deyip çıktı.
Bu kimmiş yahu diyerek bi baktım ki...!!!

"Aaaaa... Abdülkadirr" dedim ve öylece arkasından bakakaldım.

İçim burkuldu,
kötü oldum.
hastamdı...
ve belli ki yine hastaydı...

Tabi mağaza sahibi Sermet Abi, Abdülkadirin benimle ne alakası var merak etti:))
Kısa sohbetimizde öğrendim ki YouTube da yeri varmış:)) Yasaklı memleketimde youtube un sayfasını açabiliyorsanız eğer işte;

http://www.youtube.com/watch?v=KEwAiiY2ndY



Nimet

20 Ağustos 2008

Yapamam mı sandınız?:)




İlk göze çarpan şıkır şıkır sol taraf olunca ilk ondan başlayım bari:)
Efenim, sevgili ikiz annem bu aralar her gün ayrı bir halhal takıyor.
Bu duruma karşılık bendeniz de çatlama derecesinde ufak!!! bir kıskançlık durumu baş gösterdi.
Hal böyle olunca "alayım çeşit çeşit halhal ulan bu ne rezilliktir, nerde bu devlet nerde millet" diyerekten alışverişe koştum ama ne mümkün:)
Uyduruk kıytırık şeyler 20 YTL olunca boynumu büküp eve geldim:)
Çıkardım ne var ne yok incik boncuk malzemelerimi, el mi yaman bey mi yaman hadi bakalım hızıyla görmüş olduğunuz halhalımı yaptım.
Sonra...
Sağ taraftaki yaklaşık 3 metrelik halımı ördüm bitirdim.
Manyağım biliyorum. !!!
Geçenlerde tamir için eve iki usta gelecekti.
İşten çıktım koşa koşa eve geldim. İş kıyafetlerimi çıkarmaya fırsat bulamadan ustalar geldi.
Onlar koridorda işlerini yaparlarken bende boş durmayım bari diye hararetle yukarıda görmüş olduğunuz halımı örmeye başladım.
Görüntü şu:
Gayet işkadını bir hatun.... İş, arkadaş, ciddi, cıvık habire telefonla konuşuyor.
Ama elinde her biri birer metrelik kocaman şişlerle yaklaşık 3 metreye yakın uzunnn bir örgüyü hararetle örüyor. !!
Bi ara baktım çocuklar merakla beni seyrediyorlar.
"Halı örüyorum" dedim.
Baktım hala boş boş bakıyorlar ekleme yapayım bari diyerek "mutfaktaki gibi" dedim.
Yaptıkları işi bırakıp halıma bakmaya geldiler. "Abla benim annemde örgü örüyor ama kazak mazak" dedi bi tanesi:)
Türkçe meali  "sen ne b..k yemeye bunu örüyosun ki manyak mısın nesin" !
"Napıyım boş duramıyorum" dedim. 
Biliyorum çok tatmin edici bir cevap değil ama sonuç güzel ya sen ona bak. :)  
Her zaman neticeye bakarım ben. Başında ki haticeyle hiç işim olmaz.
Neticelerim de beni hiç mahçup etmez.
Haticenin kızı  nimet