Görmemişin bi gribi olmuş, tutmuş blog sayfasına konu yapmış:)))
Kimseye inandıramadım ama hastayım ulan hastayım feryatları içinde kocaa bi hafta geçirdim. :))
Öksürük krizlerim yüzünden konuşamadım, gülemedim. :))
Bilen bilir, bilmeyen öğrensin;
Nimetin gülememesi, öldüm ben mezara koyun beni demek:)
Hafta sonu battaniyenin altına konuşlanmış arada bi hastayım offf offff diye mızırdanıyorum.:)))
Arada bir inatla dilime dolanan "aynalı körük" şarkısını söylüyorum.
Hani var ya "aynalı körük olmazsağaaa ben gelin gitmemmmm, ut kemani çalmazsaaaa aynalı körüğe de binmemmmmmm"
Şaka değil ciddi ciddi baygın vaziyette arada bi omuzlarımı oynata oynata bu türküyü söylüyorum. Bilemiyorum bu da benim sayıklama çeşidim di belki:)))
Herneyse, Battaniyenin altında ben öyle mızır mızır yatarken, Nazan; "anne sana meyve çayı yapayım mı" dedi. !!!
Teklif bana çok komik ve uçuk geldi. 8 yaşındaki Nazanım bana çay yapacak!!
Yavrum dolaba yetişemezsin, sıcak çayı nasıl getirirsin vs. vs. bir sürü olabilecek olumsuzlukları saydım.
Anne ben yetişiyorum sen merak etme kaç şekerli içersin onu söyle, sana kuşburunu çayı yapayım ben dedi ve kalktı gitti.
5 dakika sonra salondan içeri elinde kupa, dökmemek için gözler kupaya sabitlenmiş, yavaş yavaş yürüyerek öyle bi girişi vardı ki ömrüme bedeldi. :))
Fakat hamdolsun artık iyiyim:)))
Nimet
16 Ekim 2008
15 Ekim 2008
Sonhabar....
Kış moduna son sürat geçiş yaptık hadi hayırlısı bakalım:)
Evim, kitabım, çayım, kalorifer köşem dörtgenine kavuştum.
Soğuk havaların keyfi de bi başka oluyor canım. :))

Sardunya dostumun doğum günümde hediye ettiği kitabı bitirdim. :)
Güzel kitapdı Sardunyam teşekkürederim yeniden:)
İkizannem sanada vereyim oku:)) Sen söylemeden ben söyleyim:)
Bu arada, kışa girdik ya grip durumları hemen yakama yapıştı. Salya sümük son sürat maşallah:))
Fakat hasta olduğumu bi türlü kimseye inandıramadım:)))
mız mız....
Ama gripde olsa, kış da gelse hayat güzel be:)
Nimet:)
Evim, kitabım, çayım, kalorifer köşem dörtgenine kavuştum.
Soğuk havaların keyfi de bi başka oluyor canım. :))
Sardunya dostumun doğum günümde hediye ettiği kitabı bitirdim. :)
Güzel kitapdı Sardunyam teşekkürederim yeniden:)
İkizannem sanada vereyim oku:)) Sen söylemeden ben söyleyim:)
Bu arada, kışa girdik ya grip durumları hemen yakama yapıştı. Salya sümük son sürat maşallah:))
Fakat hasta olduğumu bi türlü kimseye inandıramadım:)))
mız mız....
Ama gripde olsa, kış da gelse hayat güzel be:)
Nimet:)
17 Eylül 2008
Deniz Gezmiş
80'li yılların sonunda okuduğum Gülünün Solduğu Akşam'ı yeniden okudum...............
Nerden niçin mi geldim
Bilmeden bir şey diyemem, ya siz?
Hem hiç önemli değil.
Geldim, yer açtılar oturdum.
Girip çıkanlar vardı.
Zaten ben geldiğimde...
BEHÇET NECATİGİL
Anneannemlerin evi Kızılcahamam'da 4 daireli küçük bir apartmandı.
Etrafı çakıl taşıyla çevriliydi.
Ön bahçesinde meyve ağaçları, arka bahçesinde inek damı ve inekler, tavuk kümesi ve tavuklar vardı. :)
Yarısı devlet dairesiydi. :))
Devlet dairesi kısmına gizlice dolanıp camından içeri bakardık. :)))
Yasaklı alan cazip:)) Hele de çocuksan...
İneklerden korkardık da tavukları yakalayıp ikinci kattan atıp uçup uçamadıklarını test ederdik!!
:))
Yarısı devlet dairesi, birazı oturma alanı, bi bölümü çiftlik bir katı da kiralık olan çok kullanımlı Büyükbaba evinde İstanbuldan Ankaraya yürüyüş yapan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşları bir gece misafir olmuşlar.
Anneannem damda inek sağarken Deniz Gezmiş dama gelmiş yanına oturmuş.
"Teyze bu evlerin hepsi senin mi" demiş. "Evet yavrum" demiş anneannem.
İşte kominizm gelirse senin dört evin varken bir diğeri aç olmayacak demiş ve ideolojisini kendince anlatmaya çalışmış.
Şimdilerde Anneannem felçli de olsa gözleri görmez de olsa beş parmağını kaldırır "şuna oy atacağım" der:)))
Büyükbabamı Deniz Gezmiş zehirledi:)))
Ben kazanacağım onlar başkalarına verecekler diye asla sol partiye oy vermez:))
Öyle işte...
Hazır anane evinden bahsediyorken bi de komik bişey anlatayım :))
Bi gün eski resimlere bakıyoruz. Annem eline bi resim aldı. "aaaa hikmettt" dedi ve resme daldı gitti.
Ablam la ben atladık hemen kimmiş bu hikmet diye.
Anne bu hikmet değil Dayım dedik.
Ben dayının yanındaki ineğe diyorum dedi. :))))
Hakkaten dayım bi inekle resim çektirmişti:)))
Hikmet bizim damın mensubuymuş. Annemin sevincine bakılırsa Dayımdan da kıymetliymiş:)))
Biz ablamla kıvrana kıvrana gülerken annem hala kederli kederli mırıldanıyordu "çok iyi süt verirdi çok.."
Nimet
10 Eylül 2008
Kelime Oyunu
Sardunya dostumun kelime oyunu konusu Alışkanlıklar...
----------------------------------------------------------------------------
alışkanlıklarıma alışkınım.
klasörü geniş.
çoğu alışkanlık vazife.
çoğu vazife zevk.
kısır döngü.
bazen döngünün ortasında kaybolduğumu zannetsem de aslında kaybolma isteği de bi alışkanlık.
kaybolduğun yerden bulunmak zevk.
her sabah içtiğim kahvem...
yerime oturmadan açtığım bilgisayarım...
işyerinde içtiğim kahvemle beraber buluştuğum mail kutum...
kızıma 7 senedir bıkmadan usanmadan her sabah söylediğim şarkım...
üstümde olması gereken neşem...
hep aynı koltuğa oturmam...
hep aynı...hep aynı....hep aynı.... liste uzun.
Netice....
Alışkanlıklarım=Zevklerim=Nimetin dünyası...
Nimetin dünyası geniş içeri girmek sır...
Nimet
----------------------------------------------------------------------------
alışkanlıklarıma alışkınım.
klasörü geniş.
çoğu alışkanlık vazife.
çoğu vazife zevk.
kısır döngü.
bazen döngünün ortasında kaybolduğumu zannetsem de aslında kaybolma isteği de bi alışkanlık.
kaybolduğun yerden bulunmak zevk.
her sabah içtiğim kahvem...
yerime oturmadan açtığım bilgisayarım...
işyerinde içtiğim kahvemle beraber buluştuğum mail kutum...
kızıma 7 senedir bıkmadan usanmadan her sabah söylediğim şarkım...
üstümde olması gereken neşem...
hep aynı koltuğa oturmam...
hep aynı...hep aynı....hep aynı.... liste uzun.
Netice....
Alışkanlıklarım=Zevklerim=Nimetin dünyası...
Nimetin dünyası geniş içeri girmek sır...
Nimet
04 Eylül 2008
BUGÜN...

Bugün benimmm doğum günüm...
Hem sarhoşum hem yastayım.....
.......
Aslında Teomanın bu bunalım şarkısını hiç söylemek istemesem de, her doğum günümde sabahtan ağzıma takılıyor ve maalesef akşama kadar bu şarkıyı söylüyorum.
Bugün on sekizimden gün aldım. :)
Küçükken doğum günü kutlaması yapmak isterdik ama Babam "esköylülerin doğum günü olmaz" !!!! derdi. :)))
Biz de "ha öylemi!! bak sen ya...demek ki öyleymiş" diyerek normal hayatımıza devam ederdik. :)
Hatta doğum günlerimiz bir kaç hafta sonra bi başka kişinin hatırlatmasıyla filan anılırdı.
Şaka yapmıyorum:) Çok ciddiyim. :)
Evet salak çocuklardık, biliyoruz. :))
Aklımıza gelirse kutlarız:)))
ama şu şekilde;
"bugün günlerden neydi ya... aaaaa dün ablamın doğum günüydü!!!...dur bi arayım" şeklinde önem arz eden bi durum.
Yani velhasıl kutlatmam, kutlarım felsefesi. :)
Amaaa........
Bu sene ikinci doğum günü kutlamamı yaptım.
İlkini can dostum crescentim düzenlemişti. Akşam sünepe sünepe otururken kapıyı açtığımda, süprizzzz diye bağıran bi toplulukla karşılaşmıştım:)))
İkincisini bu sene Ramazandan önce ANKAN dostlarımla kutladık:) Bilerek yapmadılar ama pastanın üstünde iki tane mum vardı:)))
Öğlen yemekleri.... akşam yemekleri.... hala kutlamaya devam ediyoruz:)))
Önemli olduğumu biliyorum ama bunu hissettirmek ve bu anı yaşamak çok hoş. :))
Teşekkürederim.....
Dip not:
Ah Baba ah!! neler kaçırtmışsın bize:)) Nolurdu esköylülerin doğum günü kutlansaydı:))))
Nimet
Tamam 37 bitti!! :))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)