20 Ocak 2009

Hayat eğlence tadında geçse...


Yazacağım bişeyler ama hangisinden başlasam, neyi yazsam, neyi yazmasam bilemedim.
Dıkandım resmen:))
Bu aralar karma karışık zamanlar yaşıyorum.
Her yanım hareket dolu ama sıradan gibiyim.
Zaman o kadar haraketli akıyor ki tepkilerim de birbirine karıştı.
Bi akşam gülmekten boğazım ağrıyor.
Ertesi sabah ağlıyorum.
Daha onun şokunu atlatamadan başka bir ortamın içinde buluyorum kendimi.

Neyse:))
Ben yine de anlatmak istediklerimle sınırlı kalayım da sizi de yormayım :))
Öncelikle işyerimde, mübaşirlikle başlayıp katiplikle devam eden, bu arada Hukuk Fakültesini okuyup başarıyla bitiren, üstüne hakimlik sınavına girip kazanan ve bu gunlerde atama heyecanı yaşayan mesai arkadaşımız, kardeşimiz, oğlumuz İbrahimimizin azminin başarısına çok sevindik.
Bu sevincimizi bir kutlama haline dönüştürmek için ANKAN dostum UMUT'u dinlemeye gittik:))
Süper eğlendik:) Anladım ki hiç kimse göründüğü gibi değilmiş:)) Herkes potansiyel köçek tadındaydı:)))

Ertesi gün yaşadığım güzel akşamın keyfiyle güne mutlu başladım.
Gezme tozma durumları için sabahın köründe keyif keyif kısır yaparken telefonum çaldı ve hastalığını takip ettiğim personelimizin ölüm haberi verildi. :(
Maydanozlar elimde kalakaldım. Buruk buruk kısırımı yapmaya devam ettim.

Pazartesi iş dönüşü evin içine adımımı bi attım ki zemin direk yüzme havuzu modunda!!!!
Basılmışız. :)))) ve hala da basmaya devam ediyordu çünkü bi yerlerde manyak gibi su fışkırma sesi vardı :))
Salak salak bi müddet baktım. Acaba elektrik kaçağı olmuşmudur? diye düşündüm sonra da yüksek sesle "noluyo lan burda" dediğimi hatırlıyorum. :)) Ondan sonrası karanlık:)))
Kış günü bütün halıları yıkandım:))) Balkonlara şenlik geldi:)) Karşı apartmanlarca gözlemlenen çılgınlığım tescil edilmiş oldu:)))

Canımın sıkkın olduğu bir gün "Tavuk Suyuna Çorba" kitabını almıştım. Hani New York da bir numaraymış. İnsanlar kapış kapış alıyorlarmış. Bilmem kaçıncı baskısı yapılmış filan. Zaten bu New York"luların zekasından hep şüphelenmişimdir. :) Başından şöyle bi baktım. İçine girmeye lüzum etmez. :))

15 tatil geldi ya... (burda pis pis sırıtma efekti var) :)))))
Önümüzdeki hafta izin aldım:)) he he..:)) mutluyum :)
The Pub kaşıntım tuttu arkadaşlarımla buluşmak istiyorum:))
Evde oturup sağı solu arayıp, "hadi gelin evdeyim" demek istiyorum.
İzinliyim sana geliyorum demek istiyorum.
Çok şey istemiyorum aslında biliyorum:))))


Nimet






14 Ocak 2009

Varsın böyle geçsin ömrüm..

Haber.. Haber...

Hayat ekşın!!

Bu ara haberleri kaçırmıyorum:)) Üstelik TRT 2!!!

TRT 2 bu kadar başarılıysa, TRT 1 de kimbilir neler neler anlatılıyordur.

Kaybolan terliklerimin haberini TRT de yayınlayacaklar birgün biliyorum:)) Ben aramadan onlar yerini söyleyecek zaten. Sonra, hiç çamurlanmamış, yıpranmamış, fabrikasından çıktığı gibi gıcır gıcır bulacağım kendisini.

Uyduruk gündemimize o kadar daldık ki rahmetli olan 7 gencimize başsağlığı bile dilemeyen büyüklerimiz! hiç irdelenmedi.


FLAŞ FLAŞ...TRT 2'den SON DAKİKA HABERİ...

Bilmem nerenin başında bulunan bilmem kimin, beyninin bilmem neresindeki sol alt lopunda yapılan kazı çalışmasında rahmetli olan 7 gencimiz için;
"Eğlenilir mi canım kız erkek bir arada, üstelik aynı evde!! Tüü size namahrem!! içmiştir de şimdi bunlar! ne başsağlığı dileyecegim canım bunlara zaten de oy çıkmazdı." dediği tespit edildi...


Herkesin bildiği haberleri Uğur Dündar'dan dinliyorum.
Benim gündemim Gazze deki çocuklar. !

Oturduğumuz yerden film gibi seyrediyoruz. Bari çocukların ülkeden uzaklaştırılmasına izin verilseydi. Hitler bile yahudiler için bu kadarını yapmıştı.!!

Şahsen gazzeli bir çocuğu sahiplenmeyi isterdim.
Konuşan büyüklerimizden böyle bir atraksiyon bekliyorum.
Bu uygulama akıllarına gelirse, ben talibim.
Bir değil iki çocuğa bakabilirim.
Bir tane de bende var üç tane:)))

Her eve üç çocuk:))





Nimet
Gündemin kendisi



07 Ocak 2009

Falım fallanmış:)

Kahve falı veya herhangi başka bir fal baktırmayı hiç sevmiyorum.

Fala da inanmam aslında ama yine de kötü bişey söylediklerinde etkileniyorum. O sebeple benim için riskli iş sınıfının içine giriyor.

Ama hafta başında kahve içtim, kapattım. Üstüne de fal bakan arkadaş gelince durduk yere fallandım:))

Açtı fincanı; " ben bu fala bakmıyorum, 15 gün sonra bakayım" dedi bıraktı.!!!

Haydaa... !!!!

Zaten canım dardı iyice darlandım.

Dün Nazanımın hem alt, hem de üst damağına damaklık takıldı.
Dişlerim düzgün olacak diye pek bi hevesliydi ama sanki hayal kırıklığına uğradı. Konuşması anlaşılmaz oldu. :( Konuşmaya yeltendikçe öğğğ yapmaya başladı.

Gözleri yaşardı, çırpıştırıp belli etmemeye çalıştı. Boynunu büktü. :(
Benim de boynum bükük okuluna bıraktım. O sıra annem aradı.
Öyle bi konuştu ki zaten canım dardı başladım ağlamaya. Bi kere de başladımıydı mübarek durma mekanizması yok:)) ben sildikçe ip gibi akmaya devam etti:))

Tunalıdaki D&R a zor attım kendimi. Elimi yüzümü düzelttim. Bi kahve içtim, kendime geldim. Oturdum uzun uzun. Arkadaşa ihtiyaç duydum. Ne öğlen ne sabah gibi dandik bi saat olunca hiçbir arkadaşımı arayamadım.
Hayatta kimbilir daha ne zorluklar yaşayacak niye bu kadar dert ettim kendime diye kızdım.

Bu gibi durumlarda Allah her zaman bana dersimi verir.
Bugün işyerinde çalışanlarımızdan birinin hastane ziyaretine gittik. Doktoruna nedir durum dedim; yakınımısınız dedi. Hayır müdürüyüm, ihtiyacı varmı diye geldik dedim. Hiç iyi şeyler söylemedi.:(( Üç ay dedi, beş ay dedi:(
Kendisi bilmiyor. İki tane oda arkadaşı var. Onlarda kader ortağı. Bir saat oturdum. Oda arkadaşlarıyla birlikte uzun uzun sohbet ettik.

Hayatın gerçeği oradaydı.

Kalbimi sıkıyorlarmış gibi hissettim, ilk kapıdan dışarıya kaçtım fakat dalgınlığımızla yönümüzü kaybedince morgun önünden geçmek zorunda kaldık. Bağır çağır ağlayan insanları gördüm.:(

Bu da üstüne kapak oldu.

Tamam anladım. Hiç bir şeyi dert etmeyeceğim.
Hayat güzel.

Nimet

01 Ocak 2009

Parti parti parti zanni....:))))
















1 Ocak 2009;

Her yaptığım bir ilk.

Bu sabah yeni yılıma mutlulukla uyandım. Mutluluğumu paylaşmak istediğim dostuma uzunn bir mesaj attım:))

Yağan karı seyrederken kahvemi içtim.


Hande dostumun yeni yıl hediyesi yüzüğüme uzun uzun baktım:) Ah Hande ah:)) Bana bu hediye çok anlamlı geldi. Çok da beğendim.

Sevincimi resim yaparak zaptetmeye çalıştım. Henüz müsvette halinde ama kartopu oynayan çocukların yüzü de mutluydu :))



Yeni yıl gecem çok güzeldi:)) Ben eğlendim:))

Yorumu geceyi benimle geçiren halka bırakıyorum:))

Nimet









22 Aralık 2008

2008 Son dakikalar...:)


2008 yılımın son haftasında, seyretmediğim ve evde seyretmeye karar verdiğim "Issız Adam" filminin müziklerini dinliyorum.

Evde, arabada, işyerinde..

Artık dönsende dönmesende...
Ne çıkar beni sevmesende....

-o-
Anlamazdın anlamazdın..
Kadere de inanmazdın..

-o-Varsın böyle geçsin ömrüm...
Neşe ile dolsun bari her günüm
Hani benim sevdiklerim hani gönül verdiklerim.
Hasret gider ben giderim...



Ankan annelerimiz ile Yeniyıl partisi düzenliyoruz.

Çok ve de çok çalışıyorum.
Resim yapıyorum hem de büyük bir hevesle.

Büyükbabamın mezarına gittim. Toprağın altında onun olduğunu bilme hissi acı verdi.

2007 Ocak ayında karar verdiğimiz üzere, 2008'i 2009'a bağlayan gece İkizannemin evinde olacağız. Zannımca yüzbin kişi filan aynı evde olacak:)

Daha önce de dediğim gibi hala 2009 yılımdan hiçbir beklentim yok. Du bakali nolacak?

Yeni yılımızda görüşmek üzere...



Nimet