06 Ağustos 2011
26 Temmuz 2011
İstanbul
İstanbul yazıma başlamadan önce bi konuya açıklık getireyim.
Hani blog sayfaları bir ara yasaklandı ya, ben hala yasak zannediyorum ve yazı yazmıyorum. Çünkü blog sayfamın yazı gönderme kısmı pasif konumda nedense. Neyse çare tükenmez tabi bende mail yoluyla yazı gönderme yolunu buldum:) Bundan sonra böyle yollarım artık.
İstanbul.....İstanbul.....İstanbul...
İşyerinden 10 Müdür ardaşla beraber yemek yatak Bakanlıktan, gezme tozma bizden 15 gün İstanbul macerası yaşadık.
Süperdi. Hatta süper ötesiydi.
Seminerin konusu "değişen şartlara uyum sağlama"
Adı biraz değişik. :)
İlk başlarda süresi biraz uzun geldi hepimizde biraz mızırdanma oldu açıkçası fakat ilk günden itibaren ipimizden kurtulmuşcasına İstanbul kazan biz kepçe gezdik....gezdik...gezdik.
Meğer ne kadar yorgunmuşuz, ne kadar canımız sıkkınmış, ne kadar ihtiyacımız varmış.
Bu arada beraber gittiğimiz arkadaşlarla neredeyse 16 yıldır aynı işyerinde çalışıyoruz ama birbirimizi hiç tanımadığımızı farkettik!! ne enteresan değil mi?
Aslında tüm Türkiyeden müdürler vardı. Yaklaşık 120 kişi filandık. Amaç birbirimizi tanımamızdı ama biz başkasını tanımayı reddederek sadece kendimizi tanıdık. :))
Uzun zamandır düşünmek için bile vaktim yoktu. İstanbul bana bol bol düşünme vakti verdi. Özellikle Adalara giderken o itiş kakış piknikçi halkın arasında deniz, vapur, martılar eşliğinde hayatımla ilgili pek çok karar aldım. Bir anda neşem geldi. :) Sırtımdan yükler indi. Ben artık eski benim. :)
--
nimet
06 Ocak 2011
Aslında...
Aslında 2011 yılımın ilk yazısına neşeli bir giriş yapmak için bir sürü malzemem var. Uzun uzun yazmayı da çok istiyorum ama vallahi vaktim yok.:)
Ocak ayında değil yazmak, konuşmaya bile vaktim yok hatta Şubat ayına da sarkmış durumdayım. :)
Yinede ümidimi yitirmedim. Şubatta geleceğim.
Nimet
Ocak ayında değil yazmak, konuşmaya bile vaktim yok hatta Şubat ayına da sarkmış durumdayım. :)
Yinede ümidimi yitirmedim. Şubatta geleceğim.
Nimet
09 Aralık 2010
PİLATES
Dün ilk defa pilates dersine gittim.
Nimet nimet olalı böyle eziyet görmemişti:))
Ben zannediyorum ki yavaş yavaş hareketler yapıyorsun, sonra topla bişeyler yapıyorsun sonra öylece kalıyorsun bekliyorsun filan....filan... :)Bi ara bırakayım çıkayım dedim ama utandım çıkamadım da:)
sabırla yapmaya çalıştım. Ama bu kadar eziyete karşılık çok beklentim var kendisinden haberi olsun. :))
Ondan Sonra...
Bu günlerde hayatım karışık. Eskiden günümü planlayabiliyordum. Şimdilerde sabahtan akşama ne değişeceğini kestiremiyorum.
Hayır memnun değilim.
Nazanım ufak bir ameliyat geçirdi. Allah kimseyi evladıyla terbiye etmesin. Çok zor.
Ameliyat önlüğünü giydirip elimizden alıverdiler.
Yavrum korkudan titreyerek girdi ameliyata.
Ameliyathane kapısının önünde öylece kalakaldık...
Sonra hadi bakalım nimet diyerek kendime 8 basamaklı bir merdiven hedefledim. 2,5 saat merdiveni indim, çıktım. Sürekli.... sürekli.....sürekli......
Evet biraz garip bi durum oldu. :))
Zaten diğer ameliyathane önü müşterilerinin bakışlarından da belliydi. :))
Edizin de kendisi için ameliyat planları vardı ama bu yıl olmasın dedik. Yani vesselam şimdiden 2011 için bir hastane planı yapmış bulunuyoruz.
Neyse geçti bitti derken kardeşim hastaneye yattı.Neyse o da geçti bitti dedik dün ama artık yetsin diyorum.
Kim duyacak hangi melek duyacak sesimi bilmiyorum ama vallahi yetsin artık.
Bu yıldan sıkıldım ben.
2010 yılı anneannemin ölümüyle başladı biliyorsunuz.
Hadi bakalım hayırlısı diyerek işe başladım ama olmadı. Sadece üniversite sınavını kazandım. Onda da çok hastaydım doğrudürüst sevinemedim bile.
Neyse diyorum yine:) ....
Bu arada yılbaşı proğramımı yaptım. 2011 yılına girerken kesinlikle sarhoş olacağım:)))
Nimet
Nimet nimet olalı böyle eziyet görmemişti:))
Ben zannediyorum ki yavaş yavaş hareketler yapıyorsun, sonra topla bişeyler yapıyorsun sonra öylece kalıyorsun bekliyorsun filan....filan... :)Bi ara bırakayım çıkayım dedim ama utandım çıkamadım da:)
sabırla yapmaya çalıştım. Ama bu kadar eziyete karşılık çok beklentim var kendisinden haberi olsun. :))
Ondan Sonra...
Bu günlerde hayatım karışık. Eskiden günümü planlayabiliyordum. Şimdilerde sabahtan akşama ne değişeceğini kestiremiyorum.
Hayır memnun değilim.
Nazanım ufak bir ameliyat geçirdi. Allah kimseyi evladıyla terbiye etmesin. Çok zor.
Ameliyat önlüğünü giydirip elimizden alıverdiler.
Yavrum korkudan titreyerek girdi ameliyata.
Ameliyathane kapısının önünde öylece kalakaldık...
Sonra hadi bakalım nimet diyerek kendime 8 basamaklı bir merdiven hedefledim. 2,5 saat merdiveni indim, çıktım. Sürekli.... sürekli.....sürekli......
Evet biraz garip bi durum oldu. :))
Zaten diğer ameliyathane önü müşterilerinin bakışlarından da belliydi. :))
Edizin de kendisi için ameliyat planları vardı ama bu yıl olmasın dedik. Yani vesselam şimdiden 2011 için bir hastane planı yapmış bulunuyoruz.
Neyse geçti bitti derken kardeşim hastaneye yattı.Neyse o da geçti bitti dedik dün ama artık yetsin diyorum.
Kim duyacak hangi melek duyacak sesimi bilmiyorum ama vallahi yetsin artık.
Bu yıldan sıkıldım ben.
2010 yılı anneannemin ölümüyle başladı biliyorsunuz.
Hadi bakalım hayırlısı diyerek işe başladım ama olmadı. Sadece üniversite sınavını kazandım. Onda da çok hastaydım doğrudürüst sevinemedim bile.
Neyse diyorum yine:) ....
Bu arada yılbaşı proğramımı yaptım. 2011 yılına girerken kesinlikle sarhoş olacağım:)))
Nimet
20 Ekim 2010
Arap Kızı...
İki haftadır sokaklardayım.
İki haftadır ıslanıyorum.
Şemsiyem rüzgara dayanıksız bir milyonluk semsiyelerden, iki de bir ters dönüyor. :) Zorla düzeltip yoluma devam ediyorum. :))
Hatta arabalar çamur sıçratsa da umrumda değil. :)))
Dönüp dolaşıp sucuk gibi işyerime geliyorum. Hasanımın getirdiği bir bardak çayımla beraber "vay be nasıl ıslandım" diyerek yeniden yağan yağmuru seyrediyorum.
Çünkü ıslanmama sebep olan amacım, amacımın ucundaki hayallerim var. :)))
Nimet
İki haftadır ıslanıyorum.
Şemsiyem rüzgara dayanıksız bir milyonluk semsiyelerden, iki de bir ters dönüyor. :) Zorla düzeltip yoluma devam ediyorum. :))
Hatta arabalar çamur sıçratsa da umrumda değil. :)))
Dönüp dolaşıp sucuk gibi işyerime geliyorum. Hasanımın getirdiği bir bardak çayımla beraber "vay be nasıl ıslandım" diyerek yeniden yağan yağmuru seyrediyorum.
Çünkü ıslanmama sebep olan amacım, amacımın ucundaki hayallerim var. :)))
Nimet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)