Dayımların duvarında Şeref Ruhi Aydın eliyle tahtaya işlenmiş bir yazı:
"Hemşerim Burada Hüzünlenmek Yasaktır!" Ne zaman hüzünlenesim gelse hemen o tahta gözümün önüne gelir.
Buraya yazı yazarken kederliysem kendimi yine bu sözü tekrar eder buluyorum her zaman.
Bu aralar içimi yakan kederim var. Hal böyle olunca eski mesleğimin gereklerine istinaden yeni tabloma başladım. Peşini bırakmam yakında tamamlarım kendisini. :)
Herneyse....Normal Nimete döneyim ben:))
Bu cuma kızım ilk karnesini aldı. :))) Gülüyorum çünkü bunda da başarısız oldum:))
Cumartesi günü nazanın okuluna mecburi drama dersleri koydular.
Anne kız güzelce hazırlandık okula gittik. Güzelce hazırlandık çünkü drama dersinden sonra bir partiye gideceğiz.
Okulun bahçesinde güneşe karşı abartı kokoşluğumla oturdum. Diğer anneler evlerinden çıkıp gelmiş, belki de olması gerektiği gibi eşofmanlı, klasik, normal bir halde yanıma geldiler.
Okula da fazla gelemiyorum ya, o sebeple çoğu da ilk defa görüyor beni.
Annelerden birisi nazanın karnesini sordu. Bendeki tepki şu:
"Ayyyyyyy inanmıyorum yaaaaaa!!!!! ben karneye bakmayı unuttummm!!" :)))))
O anda; giyinmiş süslenmiş, saçlar yapılı, iki yıldır kızı okulda ama toplasan üç kere okula gelmiş, üstelik çocuk ilk karnesini almış fakat bakmayı unutmuş bir anneye bakışlarını görmeliydiniz. :))
Canım geçen hafta veli toplantısı vardı. Duyacağımızı duymuştuk zaten orada.
Karnesi de ona paraleldi. Bakmayı unuttum yapacak bişey yok:))
Belki de A4 kağıda basılı karneye alışkın olmadığımız içindir. Bize ille de ön kapağında Atatürk resmi olan iki kapaklı karton karne olmalı. Alışmamışız A4 kağıda. Hepsi onun suçuydu.
Nimet
Vallahi Anne