Dün ilk defa pilates dersine gittim.
Nimet nimet olalı böyle eziyet görmemişti:))
Ben zannediyorum ki yavaş yavaş hareketler yapıyorsun, sonra topla bişeyler yapıyorsun sonra öylece kalıyorsun bekliyorsun filan....filan... :)Bi ara bırakayım çıkayım dedim ama utandım çıkamadım da:)
sabırla yapmaya çalıştım. Ama bu kadar eziyete karşılık çok beklentim var kendisinden haberi olsun. :))
Ondan Sonra...
Bu günlerde hayatım karışık. Eskiden günümü planlayabiliyordum. Şimdilerde sabahtan akşama ne değişeceğini kestiremiyorum.
Hayır memnun değilim.
Nazanım ufak bir ameliyat geçirdi. Allah kimseyi evladıyla terbiye etmesin. Çok zor.
Ameliyat önlüğünü giydirip elimizden alıverdiler.
Yavrum korkudan titreyerek girdi ameliyata.
Ameliyathane kapısının önünde öylece kalakaldık...
Sonra hadi bakalım nimet diyerek kendime 8 basamaklı bir merdiven hedefledim. 2,5 saat merdiveni indim, çıktım. Sürekli.... sürekli.....sürekli......
Evet biraz garip bi durum oldu. :))
Zaten diğer ameliyathane önü müşterilerinin bakışlarından da belliydi. :))
Edizin de kendisi için ameliyat planları vardı ama bu yıl olmasın dedik. Yani vesselam şimdiden 2011 için bir hastane planı yapmış bulunuyoruz.
Neyse geçti bitti derken kardeşim hastaneye yattı.Neyse o da geçti bitti dedik dün ama artık yetsin diyorum.
Kim duyacak hangi melek duyacak sesimi bilmiyorum ama vallahi yetsin artık.
Bu yıldan sıkıldım ben.
2010 yılı anneannemin ölümüyle başladı biliyorsunuz.
Hadi bakalım hayırlısı diyerek işe başladım ama olmadı. Sadece üniversite sınavını kazandım. Onda da çok hastaydım doğrudürüst sevinemedim bile.
Neyse diyorum yine:) ....
Bu arada yılbaşı proğramımı yaptım. 2011 yılına girerken kesinlikle sarhoş olacağım:)))
Nimet
09 Aralık 2010
20 Ekim 2010
Arap Kızı...
İki haftadır sokaklardayım.
İki haftadır ıslanıyorum.
Şemsiyem rüzgara dayanıksız bir milyonluk semsiyelerden, iki de bir ters dönüyor. :) Zorla düzeltip yoluma devam ediyorum. :))
Hatta arabalar çamur sıçratsa da umrumda değil. :)))
Dönüp dolaşıp sucuk gibi işyerime geliyorum. Hasanımın getirdiği bir bardak çayımla beraber "vay be nasıl ıslandım" diyerek yeniden yağan yağmuru seyrediyorum.
Çünkü ıslanmama sebep olan amacım, amacımın ucundaki hayallerim var. :)))
Nimet
İki haftadır ıslanıyorum.
Şemsiyem rüzgara dayanıksız bir milyonluk semsiyelerden, iki de bir ters dönüyor. :) Zorla düzeltip yoluma devam ediyorum. :))
Hatta arabalar çamur sıçratsa da umrumda değil. :)))
Dönüp dolaşıp sucuk gibi işyerime geliyorum. Hasanımın getirdiği bir bardak çayımla beraber "vay be nasıl ıslandım" diyerek yeniden yağan yağmuru seyrediyorum.
Çünkü ıslanmama sebep olan amacım, amacımın ucundaki hayallerim var. :)))
Nimet
18 Ekim 2010
Sana...
"hak bellediğin yolda yalnız gideceksin, kıran olsa da kırılacaksın ama eğilmeyeceksin"
Tevfik Fikret
Tevfik Fikret
29 Eylül 2010
DİN
Nazan bu sene ilkokul 4. sınıf öğrencisi. Artık ayrı öğretmenlerin ders verdiği fen bilgisi, din bilgisi gibi dersleri var.
Geçen akşam okuldan aldığımızda heyecanla ve büyük bir haber verme edasıyla "anne bugün bize din dersi öğretmeni geldi" dedi.
E güzel...
Ben bu güne kadar nazana din konusunda herhangi bir bilgi vermedim. Kendi düşüncesi oluşana kadar ailesinde ne görüyorsa doğru olan o olacak zaten çünkü çocuklar için bu konuların aile görgüsüyle şekilleneceğine inanıyorum.
Neyse...
Heyecanla "anne bugün biz din dersi gördük" deyince "aaaa çok güzel nazan ne anlattı hocanız" diye öylesine sordum. :))
Bakınız muhabbet şöyle gelişti; :)
-Anne kaş aldırmamız günahmış
İç Sesim: Destur!!!
Dış Sesim: Nazan o zaman ben kesin cehennemliğim baksana sürekli kaşımı aldırıyorum. :)) Öyle bişey yok tabiki muhtemelen siz küçüksünüz özenmeyesiniz diye öyle söylemiştir.
-Evlilik dışı ilişki günahmış
İç Sesim: Oha.. 10 yaşındaki çocuğa söylenir mi bu ya !!!!!!!!
Dış Sesim: Nazan bunu da muhtemelen siz küçük yaşlarda flört filan etmeyesiniz derslerinizden geri kalmayasınız diye söylemiştir.
-Yabancı konuşanların dini biraz zayıfmış. Biliyormusun onlar Allahın oğlu olduğuna inanıyorlarmış.
İç Sesim: Yiter yaaa.... olmaz ki bu kadar da yaaaa.....
Dış Sesim: Ben katılmıyorum buna nazan öğretmeniniz yanlış söylemiş. Herkesin inancı kendisine doğrudur. Onlar kendilerince dindar bizler kendimizce dindarız.
- Kafam çok karıştı anne ama ben daha küçüğüm nasıl olsa büyüyeceğim o zaman düşünürüm bunları....
dedi ve konuyu kapattı.
Bizim için yeni bir kapı açıldı. Öğretmenler toplantısında bu konuyu dile getirdik. Yeni atanmış bilmem kimin bilmem nesi torpilli bir bayan öğretmenmiş. :) Merak ettim açıkcası bir gün özellikle gidip göreceğim kendisini. :))
nimet
Geçen akşam okuldan aldığımızda heyecanla ve büyük bir haber verme edasıyla "anne bugün bize din dersi öğretmeni geldi" dedi.
E güzel...
Ben bu güne kadar nazana din konusunda herhangi bir bilgi vermedim. Kendi düşüncesi oluşana kadar ailesinde ne görüyorsa doğru olan o olacak zaten çünkü çocuklar için bu konuların aile görgüsüyle şekilleneceğine inanıyorum.
Neyse...
Heyecanla "anne bugün biz din dersi gördük" deyince "aaaa çok güzel nazan ne anlattı hocanız" diye öylesine sordum. :))
Bakınız muhabbet şöyle gelişti; :)
-Anne kaş aldırmamız günahmış
İç Sesim: Destur!!!
Dış Sesim: Nazan o zaman ben kesin cehennemliğim baksana sürekli kaşımı aldırıyorum. :)) Öyle bişey yok tabiki muhtemelen siz küçüksünüz özenmeyesiniz diye öyle söylemiştir.
-Evlilik dışı ilişki günahmış
İç Sesim: Oha.. 10 yaşındaki çocuğa söylenir mi bu ya !!!!!!!!
Dış Sesim: Nazan bunu da muhtemelen siz küçük yaşlarda flört filan etmeyesiniz derslerinizden geri kalmayasınız diye söylemiştir.
-Yabancı konuşanların dini biraz zayıfmış. Biliyormusun onlar Allahın oğlu olduğuna inanıyorlarmış.
İç Sesim: Yiter yaaa.... olmaz ki bu kadar da yaaaa.....
Dış Sesim: Ben katılmıyorum buna nazan öğretmeniniz yanlış söylemiş. Herkesin inancı kendisine doğrudur. Onlar kendilerince dindar bizler kendimizce dindarız.
- Kafam çok karıştı anne ama ben daha küçüğüm nasıl olsa büyüyeceğim o zaman düşünürüm bunları....
dedi ve konuyu kapattı.
Bizim için yeni bir kapı açıldı. Öğretmenler toplantısında bu konuyu dile getirdik. Yeni atanmış bilmem kimin bilmem nesi torpilli bir bayan öğretmenmiş. :) Merak ettim açıkcası bir gün özellikle gidip göreceğim kendisini. :))
nimet
24 Eylül 2010
Kahve Falı :)
Son numaram
Kahve Falı
:)
Sevcanımla birlikte üniversite sınavını kazanıp öğlen tatillerinde test çözme faaliyetimiz sonlanınca haliyle bi boşluğa düştük :))
(Bu arada Sevcan işyerimden arkadaşım o da hep istediği Edebiyat bölümünü kazandı. )
Önceleri kahve içip "bakalım sınavı kazanacakmıyız" diye uyduruk uyduruk fal bakarak acayip eğlendik.
Sonraları olaya daha bilimsel yaklaşıp "yahu bunun kitabı vardı ben gördüm dur alalım" kısmına terfi ettik:))
Kitabını aldıktan sonra "burda kaplumbağaya benzer bişey var bak bakalım neymiş Sevcan" kısmına geçtik.
Şimdilerde "ay senin için sıkılmış şekerim, bak burda şunu gördüm yakın zamanda şu olacak"
gibi kehanetlerde bulunabiliyoruz:)))))))
Fakat bir müddet sonra konuşma şekli enterasan bir şekilde değişiyor. Ciddiyim gülmeyin. :))) Kahve fincanını açıyorsunuz..... "Amann amannnn.... kısmetlerin taştı kızz....!!!! " diyorsun mesela ....
Halbuki "kız" diye hitap şeklini hiç sevmem. Ay şekerim lafından nefret ederim. :))) Ama bu fincanın sihri. Bi anda böyle bir insan oluyorsun:))))
Ondan Sonra....
Tarot Falı kısmına geçtik.
O biraz daha bilimsel bir yaklaşım.
Ezberleyeceğin bir sürü kart var. Daha oyalayıcı.
Espirisi şu; karşındaki insanı etkileyecek kadar uyduruk mevzu yaratabiliyorsun.
"Hımmmm senin geçmişinde şu var, şu korkuların olmuş, gelecekte şu olacak dikkatli ol" vs.. vs.....:))
Ama kahve falındaki gibi dejenere bir konuşma tarzı yaşamıyorsun:)) Mistik güçlerin etkisinden sanırım ağırlık geliyor insana:)
Nimet
The Falcı
Kahve Falı
:)
Sevcanımla birlikte üniversite sınavını kazanıp öğlen tatillerinde test çözme faaliyetimiz sonlanınca haliyle bi boşluğa düştük :))
(Bu arada Sevcan işyerimden arkadaşım o da hep istediği Edebiyat bölümünü kazandı. )
Önceleri kahve içip "bakalım sınavı kazanacakmıyız" diye uyduruk uyduruk fal bakarak acayip eğlendik.
Sonraları olaya daha bilimsel yaklaşıp "yahu bunun kitabı vardı ben gördüm dur alalım" kısmına terfi ettik:))
Kitabını aldıktan sonra "burda kaplumbağaya benzer bişey var bak bakalım neymiş Sevcan" kısmına geçtik.
Şimdilerde "ay senin için sıkılmış şekerim, bak burda şunu gördüm yakın zamanda şu olacak"
gibi kehanetlerde bulunabiliyoruz:)))))))
Fakat bir müddet sonra konuşma şekli enterasan bir şekilde değişiyor. Ciddiyim gülmeyin. :))) Kahve fincanını açıyorsunuz..... "Amann amannnn.... kısmetlerin taştı kızz....!!!! " diyorsun mesela ....
Halbuki "kız" diye hitap şeklini hiç sevmem. Ay şekerim lafından nefret ederim. :))) Ama bu fincanın sihri. Bi anda böyle bir insan oluyorsun:))))
Ondan Sonra....
Tarot Falı kısmına geçtik.
O biraz daha bilimsel bir yaklaşım.
Ezberleyeceğin bir sürü kart var. Daha oyalayıcı.
Espirisi şu; karşındaki insanı etkileyecek kadar uyduruk mevzu yaratabiliyorsun.
"Hımmmm senin geçmişinde şu var, şu korkuların olmuş, gelecekte şu olacak dikkatli ol" vs.. vs.....:))
Ama kahve falındaki gibi dejenere bir konuşma tarzı yaşamıyorsun:)) Mistik güçlerin etkisinden sanırım ağırlık geliyor insana:)
Nimet
The Falcı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)