30 Temmuz 2006

BACI KÖY

Bacıköy'ü keşfettik. Temellinin içinden geçilip yukarılara doğru ucsuz bucaksız ekin tarlalarını geçtikten sonra hop ortaya çıkıveriyor birden.
Çatısız çamurdan yapılmış kahverengi virane evler. Mutlu insanlar eski evlerine hiç dokunmadan yan tarafa yeni bir köy yapmışlar kendilerine. Cumhuriyet yolundaki yoksulluğumuzun sergisini gezmiş gibi olduk.
Fakat çok ilginç, köyden uzak o tarlaların kenarına bir yere Ankaradaki meşhur parkların hiçbirisinde göremediğimiz modernlikte malzemeler yerleştirilmiş. Yanından geçerken "herhalde imal ediliyorda buraya koyuvermişlerdir canım" dedik. Öyle ya ne işi vardı bu ekin tarlalarının yanında, kabak gibi güneşin ortasında!!!
Bacı köyden dönerken durduk park malzemelerinin yanında. Harbi harbi yerleştirmişler salıncakları, dönen salıncakları, dönen atlı karıncaları. hepsi manuel. direksiyon gibi bişeyle çevriliyor salıncaklar dönüyor!!!! Tabi nazan bu duruma pek sevindi:) Sadece nazana özel oyuncaklar.
Kendinle başbaşa kalacağın eski ama yeni garip bir ortamla tanıştık yani.

nimet

24 Temmuz 2006

Mevsimsel


Yazın şu yandaki çiçek gibi açıyor kalbim. Bilmem bi mutluluk var içimde. Önümüzdeki hafta adli tatile girdiğimiz için midir acaba? Yada ilkbaharla süregelen iç kıpırtısı yazın dolup taşan bir çoşkuya mı dönüşüyor?
Kitap okuma isteğim, resim yapma isteğim, gezip tozma isteğim depreşiyor. Dizi dizi kitaplar okuyorum, yeni yeni projelere başlıyorum. Yeni bir tabloya başladım. Heyecanlıyım. Akşamı zor ediyorum, başına geçsemde iki çizik atsam, çayımı alsamda çizdiklerimi seyretsem, olmadı desem yeniden çizmeye başlasam, çayımı soğutsam, yeniden çay getirsem..
Yürüyüşe mi gitsem, dondurma da yesem mi , çeşit çeşit yaz meyvesi de yiyebilirim, olmadı çay demleyip balkonda kitap okuyarak otursak mı püfür püfür eserken. Şortlar giyip yalınayak gezsem evin içinde. Yapacak çok şey var. Bitmesine bir ay kaldı çabuk olmalıyım.

nimet

11 Temmuz 2006

ŞU ÇILGIN TÜRKLER...



Okudunuz mu?

Önceleri uzak kaldım bu kitaptan. Herkesin elinde görmekten hoşnut olmadım pek. Popüler kitaplardan pek haz almam ben ve hatta gıcık olurum.

Sonra Annelergününde Babama hediye aldım. (doğru okudunuz:)) Hangi kitabın okumasının gerekli olduğu, klasikler, yazarlar açısından her zaman yardım ve örnek aldığım Babamın Şu Çılgın Türkler'i 20 günde 5 kez okuması ve paylaşırken ağlamasından çok etkilendim. Vakti geldi galiba okumanın dedim sonra.

Ve neticesinde bugüne kadar okumadığım için kendime lanet okudum. Okullarda Sakarya Muhaberesini "sakaryayı da kazandık" şeklinde geçiştiren kitaplarımı da kınıyorum ve ayrıca bu kitabın okullarda ders olarak okutulmasını istiyorum. Ota b...ka kampanya yapan insanlar bunun içinde kampanya yapsalar ve çocuklarımız doğru dürüst tarih öğrenseler. Ama hesabına gelmeyen insan da çok olacaktır kuşkusuz!!

Kitabın içinde M.Kemal ATATÜRK'ün söylemlerine de sıkça yer veriliyor. En çokta "CEHALET HALKIN SUÇU DEĞİLDİR" sözü hala geçerliliğini koruyor.

Bu kitaptan sonra Babama Latife Hanım'ı aldım. Latife Hanımı henüz okuyorum. Tarih bilgisi edinmek isteyen, latife hanımı merak eden ve çocuklarına doğru bilgi edindirmek isteyen herkesin bu kitabı da okuması gerekir.

nimet