15 Aralık 2009

2009

Eveetttt....
Gelelim esas mevzuya!!!

esas mevzu filan yok:))

Sadece bu aralar memleketimi biraz endişeyle takip ediyorum. Keyifli olduğum herhangi bir an önüme haberleri getirin birden gözüm dönecek kadar sinirli olabiliyorum!!
İdam cezasını yeniden getiriyorum. Yeniden yargılıyorum asıyorum. Kısırlaştırıyorum, bozuk nesili öldürüyorum oğooo.... korkunç senaryolarım var. :))) Hitler ruhu içime kaçtı:)

Bu arada 2009 bitiyor:(
iyiydi ya!! bitmeseydi keşke...

Bol bol kitap okudum, resim yaptım, saçlarımı uzattım, çifte tatiller yaptım, gezdim-tozdum, percing yaptırdım, dövme yaptırdım, yardım yaptım, yerimi değiştirdim...
Yıl içinde 3 Şubat en güzel günümdü. :)

Yılbaşı gecesi planlarıma da başladım.

2010 yılı için de planlarım var:) Çift yıllardan pek iyi çıkmam ben ama hayırlısı, bakalım, neler yaşayacağım!... Toplum olarak neler yaşayacağız!!

Evrene istek gönderiyorum; "2010 yılından fazlaca bişey istemiyorum 2009 yılını aratmasın yeter" :))

nimet

01 Aralık 2009

Bak.. Bak...:))


Annesinin şapkası da gözlüğü de nasıl yakışırmış benim yavruma:))

Şu kış gününün konusuyla alakasız olacak ama teeee Ağustosdaki ikinci tatilimizin fotoğraflarına yeni bakabiliyorum:))

Ne de güzel eğlenmişiz:))

Diğer resimde Nalan:)) Nazanın bez bebeği:))) Annem dikmiş:) Yalnız Nalan biraz suratsız olmuş:))
Genel istek üzerine güldürdük kendisini:)) Bizim aileye yakışmazdı:))




nimet

02 Kasım 2009

ULUSA SESLENİŞ


Bahçe manzaralı rezidansıma yerleştim.



Yeni odamdan ulusa ilk seslenişim.
Mekan benim, kat benim, çalışan personel benim...
Mutluyum!

İlk çiçeğim Nusretimden geldi:) Ne varsa yine sende var be Nusretim:) Bilirim seversin beni:)
Duvarıma yerleştiriverdiğim tablo da benimdir söylemesi ayıp:)

Aslında bu yazıya günler öncesinden başlamıştım. Tamamlamaya da pek vaktim yoktu açıkçası ama bugün hiç çalışasım yok.
Tonlarca yükün altında gibi hissediyorum kendimi.
Elime bi A4 kağıt aldım karalayıp duruyorum.
Sonuç;
İntikam tatlı bir duygu arkadaşım!!!!
Küçük bir dipnot:
Dövme yaptırdım:))



Gayet nimet







15 Ekim 2009

Geçenlerde...

Şimdi;
Ayda bir belirlenen herhangi bir cumartesi günü ANKAN dostlarımızla kahvaltı günü yapıyoruz.
50 TL cik. Herkes gelirken bir çeşit bişey yapıyor ki ev sahibine eziyet olmasın.
Ben deniz ilk günümüz münasebetiyle oturdum hashaslı acma börek yaptım. Benim açımdan çok güzel bi maceraydı:)))
Açtığım hamurlar yamuk yumuk o kadar komik oldu ki :))
Aslında börekti çörek diye de kandırdım. Tipsiz di ama lezzetliydi:))))
Niye anlattım bunu?
Bilmiyorum. :))

Ondan sonra;

İşyerinde kadrom değişti. Ben, ben değilim artık.
Bir ben vardır benden içeri konumundan çıkıp sadece ben varım konumuna yerleştim. :))
Kendi tercihimdi!!
Hayırlısı bakalım.

Bu aralar;

Herşeyi boşveresim var.
Önüme kim çıksa bi kalemde sileceğim, hiç insanlara acıyasım yok.
İçimin isyanı var neden bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum.
Bu anlamda ciddi ciddi troid ayarlarımın bozulduğunu düşünüyorum. :))

Sevgili ayşegülüm ve ANKAN dostum didemim birazcık otohipnoz ve eft öğrettiler. :))
kendimi seviyorum, onaylıyorum, kabul ediyorum diyerek tak tak ele vurma, sonra kafaya vurma, arada gögüsleri ovalama var:))
Bu hafta denedim işe yarar mı acaba diye, inanmadığımdan mı ki ayşegülüm hiç işe yaramadı:)) Hatta daha da sinirlerim bozuldu:)) Napıyorum ben yaa diyerek güldüm kendime:)))

İşte öyle.
Kötü bir hafta geçiriyorum. Yine de hayırlısı bakalım eminim herşey daha güzel olacak.

nimet

06 Ekim 2009

Bin Muhteşem Güneş

Konu şu;
İki kadının Afganistan iç savaşının yaşandığı yıllardaki hayatı.

İyi güzel dedim aldım.
Ne anlatıyor olabilir ki? Bildiğimiz şeylerdir diye düşündüm.

Bilmediğim şeylermiş.
Dehşetle okudum. İki sayfa okuyup yarım saat yürek çarpıntım geçsin diye bekledim. Yok böyle bişey.

Aslında okunması gereken bir kitap. Eminim yumuşatılarak anlatılmıştır.

Madem şeriat böyleyse nasıl olurda kadınlar şeriat ister ona aklım ermiyor. Değil ikinci sınıf olmayı, insan sınıfından ayrılmalarını nasıl kabul edebilirler.

Hadi onları boşverinde, memleketimde özgürce tüm konforuyla yaşayan, aklı fikri olan kadınlarımız nasıl kendisini bu kategorinin içine sokar da erkeklerle birlikte şeriatı savunabilir ki!!!


Nimet

30 Eylül 2009

Öff... Pöfff...

Gidin kötü elektrikler gidin üstümden.. (Reiki hareketleriyle birlikte) :))

Bu aralar neye elimi atsam elimde kalıyor.

Böyle aksiliklerle süregelen hayatın içinde çaresiz hissettiğim günler sürekli kuvvet veren güce dualar okuyorum. Yakında nirvanaya ereceğim:)) Durum onu gösteriyor:))

Hazır ablamda ayetelkürsi yazan kolye hediye etmişken olayı derinleştireyim namaz kılmayı da öğreneyim diyorum. :))

Aslında Lise de namaz kılmayı öğrenmiştim ama yine de öğretmenime yaranamayıp zayıf almıştım:) Teyzemin aldığı rüşvet tavuklarda işe yaramamıştı.

Nerde yanlış yaptım hala bilmiyorum:)) Belki de ben sıranın üstünde secdeye gelirken etek boyum kısa gelmişti bilemiyorum:))

Canımın çokk çokkk sıkkın olduğu ve ilk defa herşeyi bırakıp gideyim diye düşündüğüm tek günümde bulunmak zorunda olduğum ortamdaki bayanlardan birisi "Nimet ben seni sessiz gördüm dur senin kötü elektriğini alayım" dedi. !!

Henüz o yıllarda reikinin ne demek olduğunu bilmeyen taşradan gelmiş saf bir kızdım :))

Fakat reiki uzmanının gayet ciddi bir suratla tepemde dikilip de ellerini başıma değdirmeden sıvazlama hareketi yapmaya başladığı andan itibaren acayip eğlendim. İşini gayet ciddi yaptığı için gülemedim ama bana çok komik geldi.
Tabi gülme kısıtlaması yüzünden benim gözler çakmak çakmak olunca seansın işe yaradığını sanan emekçi dostum çok mutlu oldu. Emeğe saygı babında işe yaradı numarası yapıp olaya devam ettim. :))

Şimdilerde böyle işlerimin ters gittiği zamanlarda hep o "napacak ki bana" tırsıklığımla önünde durduğum reiki anım aklıma geliyor. :))

Cahillik çok zor:))

Ben Anneannemin din dersinden geçeyim diye verdiği namaz hocası kitabını okumaya devam edeyim en iyisi. :))

Tekbirrrr.....


Nimet
En derininden

15 Eylül 2009

Takavit...:)



Başlığıma bakıp da aldanmayın içim buruk.
Mahkemedeki tek arkadaşım yarın emekliye ayrılıyor.
Ketumluğumla çok belli etmesemde, aslında düşününce gözlerim doluyor.

Mahkemeye ilk başladığım yıllarda Yazı İşleri Müdürü güzel bir kadın vardı.
Havalı, otoriter, farklı...
Benim için sadece yanından geçerken selamlaştığım mahkeme çalışanından öte birisi değildi.
Zaman içerisinde aynı katta çalışmaya başladık.
Uzun zaman gözlemledim.

Fark ettim ki;
Yine farklı ama kırılgan.
Yine havalı ama Allah vergisi.
Yine otoriter ama haklı.
Yürekli ama yufka.
Fedakar bir anne, tahammülkar bir eş.
İyi bir arkadaş..

İlk muhabbetimiz "etek boylarını kısaltsana Gülistan Hanım" oldu:)))
Ben de her zamanki gibi yine edepsizmişim :))))
neyse...:))
Önceleri ufak ufak öğle yemeği yemeye başladık.
Sonra kısa kısa dertleşmeler...
Bazen gözyaşı, bazen kahkaha çok şey paylaştık aslında.
Ben onu sevdim, o beni sevdi.

Arada kendisine "müridim" diye takılsamda aldırma Gülistan Hanım ben senin hayat koçun olmaya devam edeceğim.
Emin ol doğru yoldasın.
Yolun açık olsun,
Herşey gönlünce olsun...


Nimet

08 Eylül 2009

Tilki döndü:)

35 gün çokkk uzun zaman:) neler neler oldu. :)

En kalıcı hikayem, göbeğime percing yaptırdım. !!!
Nasıl cesaret ettim bilmiyorum vallahi :)

Tatilde Rus ırkının güzel hatunlarının çoğunda görünce bi galeyana geldim.
Ben de yaptırsam nolur ki, nasıl olur, kaç liradır, acıyormudur gibi kafa karışıklığıyla 7 gün turistleri inceledim:))
Son gün yaptırmaya karar verdim. Zaten karar verdimse iş bitmiş demektir. :))

Geldiğim günün ertesi günü işlem tamamdı. : ) he he:))
Beğendim. :)) 

nimet

31 Temmuz 2009

Son gün

İçim darlandı.
Bitsin artık bu gün, geçsin artık şu saatler istiyorum.
Yarım saat sonra Adli Tatil yollarında olacağım.
Bir ay yokum buralarda.
Umarım her şey gönlümce olur.

Nimet

27 Temmuz 2009

Işıl




İşyeri arkadaşlarınla eğlenmek de bi başka zevkli:)

Işılımızın düğünü vardı. Çok tatlıydı:)

Sen öyle müzikler eşliğinde salona girince tutamadım kendimi ağladım!! Ne güzel olmuştun. Bahtın açık olsun. Yüzün hiç solmasın.

Şakir Abinin de kaşıklı oyununu seyretmeyeli seneler olmuştu:)

Serkanım öyle zevkli oynuyorsun ki hayranım sana vallahi:))






Nimet
Gözü yaşlı teyze:)))

Az kaldı

Bir haftacık:))
Bir hafta daha dayanayım ondan sonra yaşasın Adli Tatil:))
Mutluyum:)

Nimet

23 Temmuz 2009

ROMANTİKA

Arka kapak dahil yeniden okudum. Ne güzel bir kitap!

Tekrar okumak da ayrı bir keyif verdi canım:) Yine ağladım. :))

Fakat kitabı okurken içindeki aşk hikayesine öylesine kaptırıyorsun ki kendini genelde altını çizdiğim yerler onların aşk olayına bakış açılarıyla ilgili olmuş.

Baş kahramanların değilde figüranlardan yaşıtım bir kızın aşk olayına bakış açısı da aşağıdaki gibiydi :))
Benim hayat aşk olayına hep nötr olunca "acaba?" dedim .

Sizce?

"Aşk keyifli bir işemedir. Metabolizma hastalığıdır. !! Afyondur!! Köleliktir!! Yanılsamadır! Doğanın aldatmacasıdır! Aşk havuzunda kazlar yüzer. Yaşasın seks"

!

Nimet

22 Temmuz 2009

Özlemişim ya:)

Habire sayfam için vıttır zıttır bişeyler deneyip duruyorum.
Diğer blog sayfalarını okuyorum.
Yeniden gözüm görüyormuş gibi ne iyi oldu.
Umarım geç farkederler:))
he he:)))
Yukarıya şiir koyduğum yere bi resim koymak istedim onu deneyeceğim bakalım. Bir iki tane benim tablolarımdan denedim ama benim resimlerde pek canlı anacım:)) sayfanın kahverengisine pek sırıttı. Şiir de şiir gibi durmadı düz yazı gibi duruyor nedense:)) du bakalim deneyeceğim daha bişeyler.

Nimet

16 Temmuz 2009

Ay dur:)

Benim yasaklı sistemim blog sayfalarının yasağını yanlışlıkla kaldırdı. :))
Henüz haberleri yok sanırsam. :)
Onlar farketmeden bi iki kelime daha yazayım. :)))
Gizlice evden kaçıyormuşum gibi hissediyorum :))

Yasak delmek insana hain bi haz veriyor be.

Ha ha...

Nimet
akıllı oldugu zamanları da var ben şahitim.

15 Temmuz 2009

...

Döndüm aslında, olaya kaldığım yerden devam ediyorum.
Bi rehavet bi rehavet sormayın gitsin yani:)))

Tatilimiz cok guzeldi. Her sene iki aile giderdik ama üç ailenin keyfi de bi başkaymış. Seneye dört aile oluruz inşallah. :)) hatta daha fazla:)

On gün boyunca boş boş yatıp denizin sesini dinledim. Ne büyük keyif !!!!

Tatilin görünen yüzü toz pembe de bi de şu gitmeden önce bavul hazırla, hadi döndüm boşalt yıka, ütüle, yerleştir. Daha gözünü açamadan işe başla. Toparlanayım derken sosyal hayatın da başlasın sonra ipin ucunu yakalamaya çalış filan ....
derken gözlerimin altında bi çizgi daha oluştu sanki. :)))

Fakat döndükten sonra hayat daha güzeldi ne yalan söyleyim:)) Mutluyum bu aralar.

Aa bi dakka gitmeden önce bişey oldu bak sizinle paylaşmadım.

Şimdi efenim benim üç tane naçizane uyduruktan et benim vardi.
ANKAN annelerinin gazına gelip dur aldırayım canım bunları bu kadar kolaysa şımarıklığına kapılıp tatilden iki gün önce aldırmaya gittim.

Beni bi odaya aldılar. Cerrah geldi, hemşire geldi bi de onlara yardımcı birisi geldi !!
Bak nası önemsiyolar beni vay be filan diye bi havaya girdim. !

Sanıyorum ki diğer kızların anlattığı gibi dişçilerin kullandığı uyuşturucu spreyden sıkıp pıt pıt kesip alıverecekler.
Doktor iğne yaptı. Bak ya, canım acımasın diye iğne de yaptılar filan diye hala saf saf iyi niyetimle işlemin bitmesini beklerken, evet şimdi de dikiyoruz deyince kal geldi bana!!! :)))
Çok komik. Durduk yere tatil öncesi kestirdim kendimi. !!
Boynumda vampir ısırmış gibi iki tane kırmızı nokta var. :)))))))

Ondan sonra...
Sazan yaptı yine bi sazanlık diye salaklığıma üzülürken Balıkçılıkla ilgili bi kitap okudum. Sazanın aslında kolay avlanmadığını öğrendim. :))
Neyse o kadar da salak değilmişim diyerek yeniden toz pembe hayatıma büründüm.
Öyle olduğunu zannederek yaşamaya devam ediyorum. .)))

nimet



10 Haziran 2009

Serbest zaman..

Tatilim geldi. :)

Canım pek kıymetli Babam tatile gitmeden önce "çocuklar tatil sıradışılıktır. Çizginizin dışına çıkmak serbest" derdi. :)) Fakat bu güne kadar bu yolda sıra dışı hiçbir eylemim olmadı. :)) Serbest olunca keyfi kalmıyor herhalde :))
Olsun yine de benim serbest zamanım. :) "İmkanım varda yapmıyorum ulan" efeliğine sahibim. :)) Bu hisle birlikte olmak bile güçlü yapıyor insanı. :))

Geçen yıl ANKAN dostum Sevgimim ve ailesiyle birlikte tatildeydik. Sevgimimle bu sene aynı döneme denk getiremedik maalesef:((
Ama bu yıl da yine ANKAN dostum ahretliğim Ayşegülüm ve kankam Hilalim ile birlikte tatildeyiz. :))

Henüz bi tatil heyecanı gelmedi içime ama ufak ufak hazırlıklara da başladım gibi.
Mesela dün kitapçıda uzun uzun oyalandım. Yalnız çok komik, her sene dur kitap götüreyim okurum hesabı yaparak bi dolu kitap alıyorum ama "ulan nimet" konu başlığı altında; "365 günün sadece 10 gününde bu manzarayı görebilme imkanın varken kitaba bakılırmı be nimet" diyerek okumam varsa da okumadan geri getiriyorum.


Yine biraz dinleneyim isteğiyle gidip, bi daha hiç dinlenemeyecekmişim gibi bir hisle geri geleceğim.

Dönüşte görüşürüz:))

Nimet

27 Mayıs 2009

Yüreğim dalga, yüreğim deniz...

Doğuştan arızalıyım.
Tez canlıyım...!!
Hemen herşey bir anda olup bitiversin istiyorum. Karşımdaki insan yavaşsa ince hastalığa yakalanma riskim var.
Hızlı düşünmüşsem o da hızlı düşünmeli. Yap demişsem anında yapılmalı.
Mesela yüz bölüm sonra hala aynı yerde duran pembe dizilerin hiç birini seyredemedim. Öyle demeyin 40 dakika ekran başında trans halinde olmak büyük lüks. Düşünsenize o dakikalarda hiçbirşeyin önemi yok. ! Bilmem kimle bilmem kimin aşkının ne olacağını filan düşünüyorsunuz. Zihninize ozon terapi :))

Var mı bi faydası?

Peh!!!

Herşey vakitsiz gerçekleşiyor. Bu anlamda bazen hayatımı bile yalap şalap hissediyorum.

Hiç süpriz yapamıyorum çünkü süpriz, süpriz zamanı gelmeden tarafımca bozulmuş oluyor.

Hiç "ay dur randevuma da biraz geç gideyim nazım cazım olsun" diyemiyorum. Bırak geç kalmayı randevu saatinden de önce gidip baş köşeye kuruluyorum.

Bu konuda anlatacak bir sürü mevzum var.

Niye bu kadar bıdı bıdıyı yaptım peki:))

Olması gereken bir işim var ve benim elimde olan bişey yok. !! İşte bu noktada tezcanlılık hastalık noktasında!!!!.

Bugün Ahmet Hakan yazısının bir yerinde "kervan yolda düzelir" demiş. Bu kadar laf bunun içindi. :))
Benim kervan daha yola çıkamadan hedefe uçsam modunda ne ara düzelsin ki:))))

Nimet

13 Mayıs 2009

Yine...

Dün fena sıkıldım akşama kadar
İki paket cigara bana mısın demedi
Yazı yazacak oldum, sarmadı
Keman çaldım ömrümde ilk defa
Dolaştım
Tavla oynayanları seyrettim
Bir şarkıyı başka makamla söyledim
Sinek tuttum bir kibrit kutusu
Allah kahretsin, en sonunda
Kalktım buraya geldim

Orhan Veli Kanık

Yine bu ruh halindeyim. !!!
Bu ay zor geçecek belli.

19 Mayıs da Nazanların sınıfının kermesi var. :)) Geçen sene çay satmıştım.:))
Bu sene gece yarılarına kadar oturup elmalı pasta yaptım. Bi yiyen bi yemeyen pişman olacak:))

19 Mayıs haftası izinliyim. Bi sebebi yok.
Belki resim yaparım, belki gezer tozarım... belki...belki... Yani velhasıl keyfim ne derse onu yapacağım. Kendimi esas kız gibi hissetmek istiyorum.

Bu aralar Babamın kitaplarına dadandım. En son Jacqueline Susann ın "Bir Defa Yetmez" kitabını okudum. Hangi kitabı elime alsam yazarın en çok satan kitabı diyerek başlıyor. :)) Süpersin vallahi Baba!!


Nimet


04 Mayıs 2009

Selam...

Nasılsınız?
Ben fena değilim işte.  Ucundan köşesinden hayat devam ediyor.

Havalara biraz gıcığım o kadar.
Bu arada bilmem kaçıncı Yargı Mensupları Resim Sergisine katıldım. Her zamanki gibi güzeldi. Emeğinin karşılığını almak kadar hoş bir manevi haz bırakıyor üstümde.





Anneler gününde yine K.Hamam yollarındayım. Annemi de Babamı da, temiz havayı da çok özledim. Bu havalarda ormanda dolaşmayı çok seviyorum. Hafiften soğuk olur, ateş yakarsın, başında ısınırsın ...  ateşi seyrederek içtiğin bir bardak sıcak çay kadar keyifli bişey yok.
Belediye mangal kömürü de dağıtıyor mu? Benim talebim var.
Hak geçilmesin bize de mangal kömürü verilsin :)

Şu aralar memleket gündeminde konu başlıkları seviyesindeyim. Kendi gündemim memleketten daha karışık vallahi. Ama son aldığım bi habere göre Ergenekon olayı Lost' a bağlanacakmış. !!! :)



Nimet
Çakma Ressam:)

22 Nisan 2009

Efkarım birikti sığmaz içime.....

Efkarım birikti sığmaz içimeeee...
Bin sitem etsem de azdır kadereee....
Gülmeyi unuttum yaşlı gözlerle....
Mutluluktan haber ver dilek taşıııı......

Geçmesin günümüzzzzz sevgilim yaslaaaaa....
O güzel başınığııııı... göğsüme yasla....

:))))

Yok yok efkarlı filan değilim:) aksine keyfim yerinde:)
Ama bu şarkıları söyleye söyleye içesim var benim nedense. :))

Habire içimden mırıldanıp duruyorum. Hiç çalışasım da yok.

Zaten yarın 23 Nisan hava da kötü. :))

Yani velhasıl gözümün üstünde kaşım var:)))

Bu arada yine bilmem kaçıncı Yargı Mensupları Resim Sergisine katılıyorum. 4 tane gıcır tablo yaptım. Sergiye fotoğraf makinesi alırlarsa önümüzdeki hafta sizlerle paylaşacağım inşallah:))

Durun bişey daha:))
Hani yazdığımız yazıları yayınlamadan önce okuyoruz ya:)
Şimdi şu yazdıklarımı yeniden okudum.
Her seferinde acele acele yazılıp, hadi hoppa yayınlansın ondan sonra nolacaksa olsun filan gibi bi yazı oluyor sanki:))
Esasen konuştuğum gibi yazıyorum ve maalesef yazılarımda hararetli ve hızlı gelişiyor. :))
Sizde hızlı hızlı okuyun işinize gücünüze bakın hadin bakalım :))) !!!!!


Nimet
Bugün manyak. Belki de her zaman.:)) !!!

01 Nisan 2009

Nisan 1

Bugün Nisan birlerimin absurt şaka potansiyeli İbrahim Arkadaşım olmayınca rahat geldim. En azından tetikte bekleyecek bi mevzum olmayacaktı!! :))

Ama büyük söyledim herhalde gün bana şaka değil başka bişey yaptı. :)) İbrahimin şakalarını aradım vallahi.

Sabah geldim internet yok. ! Sistemler çalışmıyor. Vatandaş sinirli. Elemanlar yetersiz.!! Ben ANKAN annelerimin maillerine bakamıyorum!! :)) . vs. vs.
Bu arada bana göre en kötüsü maillerime bakamıyor olmamdı:)) Vatandaş beni hiç ilgilendirmedi:)) Biliyorum bencilim:))
Metro çalışması sırasında kablolar kopmuş. Güle güle internet.
Nisan 1.......

Eski temizlikçi firmasının görevi bitti yeni temizlikçi firması göreve başladı. Eski temizlikçi firmasının sahibi ve yeni firmanın sahibi konuklarımdı.
Fakat problem çıktı, eski temizlikçi firmasının sahibine 20 dakika bağırdım. Polis eşliğinde mahkemeden ayırdık.
Nisan 1........


Öğleden sonra internet gelince bi heves maillerimi açtım fakat kankam crescentimin ciğerimi yakan mailini okuyunca tokat yemiş gibi oldum.!!!!
Nisan 1........

ve ayrıca saçlarım fönlü değil!!!:))))
Nisan 1.........

Henüz gün bitmedi. Du bakali devamı nisan birlerim nasıl gelişecek.



Nimet

25 Mart 2009

Yüklük:))

Her sene bu vakitler "yazlık neyim vardı" diye düşünürüm:))

Hani raporluydum evdeydim ya, yatıp dinlendiğimi düşünmediniz değil mi? :))
Sürekli kendime yapacak bi iş yaratıp, sağı solu kurcaladım durdum.
En sonunda gözüm yazlık hurçlara takıldı:))

Fakat cıvıl cıvıl elbiselerimi gorunce içim açıldı yahu:))
Yaz gelsin artık!

Bu arada ciğerlerime inen enfeksiyon başlangıcım dizginlendi. Eski formuma kavuştum diye düşünüyorum.

Bu günlerde televizyon seyretmiyorum, gündem de takip etmiyorum. Midemi bulandırıyor. Sinirleniyorum.

Ama yine de yaz gelsin:))
Ayşegülüm ve handem:) biz yine kadınlar matinesindeki havuz seanslarımıza gidelim. :) Şu anda beni hayata bağlayan en kuvvetli düşünce bu:))

Nimet

20 Mart 2009

No Panik:)

Durun:)
Blog sayfamla ilgileneceğim:)
Bu aralar biraz hastayım. Raporlu raporlu evde yatıyorum.
Eski sayfanın süresi dolduğu için yenisini yapamadım. Az biraz böyle idare ediverin canım o kadar hatrımız yok mu? aaaaaa :))))))

Nimet

09 Mart 2009

Hiperaktivite :)

Pazartesi yorgunluğu herkes de farklı versiyonlarda ortaya çıkıyor.

Haftanın ilk günüdür.
Çoğu zaman aman beeee diyerek gelinir.
Bi mutsuz olur insanlar.
Pazartesi sendromu..

Kimisi hafta sonu evde yatar yatar pazartesi günü işe gelmek gözünde büyür.
Kimisi nasıl geçecek bu hafta, daha pazartesi günündeyiz mutsuzluğuyla gelir.
Kimisi kapıdan girer girmez haftalık iş planını sıralamaya başlar. Bu kısım insanlara geceden vahiy gelmiştir. :)))
Kimisi yataktan çıktım geldim suratıyla, yorgun, dünyanın yükü omuzlarında gelir. Bu kısım genelde evde amelelik kariyerine devam eden kadın kısmıdır. :)
Kimisi işyerinde sevgilisini görecek olmanın keyfiyle gelir:)) Bu kısım kıpır kıpır genç kesimdir. Onlarda olmasa çekilmez herhalde:))

Kimisi de pazartesini pazarını karıştırmış ha babam de babam çalışır. Bu kısım insanların hayatı kaymış zaten ben ne desem boş :))

Kimisi de benim gibi eminim:))

Bakın şimdi;
Cuma günü izin aldım.
Evdeyim, rahatım ohhh ne harikayım diyerek kahvemi, yanına da kitabımı aldım.Daha oturamadan gözüm perdeye takıldı. "bu perdeyi ne zaman yıkamıştım" diye düşündüm... zaten ondan sonrası karanlık:))

Salon, oturma odası, perdeler, camlar, yer gök, sen, ben.... kendime geldiğimde herşey bitmişti. :)
Hala vaktim var diyerek Kızılaya gittim. Kitapçımı ziyaret ettim. Oturdum bi çayını içtim:) Pasajın içindeki birinin oğlu işe girmiş tatlısını yedim. Alacağım kitaplarımı aldım eve geldim,hazırlandım, doğru akşam gezmesine...

Cumartesi günü sabahtan başlayan trafiğim akşam 10 gibi hafif çakırkeyif son buldu.
Pazar günü 7 de kalktım. Akşam gelecek misafirlerim için pasta börek vs. yaptım. Sonra nerdeyse tüm ANKAN anneleri ve çocuklarının bulunduğu "öylesine bir dinleti" çocuk operasına gittim.
Eve dönüş hazırlıklara devam ediş ve çiğköfte partisi ile son bulan akşam:)

Pazartesi günü işyeri gözüme Paris:) Önüme bir bardak çay getiren Hasanımın elleri dert görmesin. :))
Yaşasın Pazartesi:)))

Nimet

01 Mart 2009

BAHAR

Kar kış beni bağlamaz arkadaşım:)
Bugün 1 Mart oldu mu olmadı mı ona bakarım.

Gönlüm bahar olamasa da formatım bahara girdi:))


Nimet

23 Şubat 2009

Kahve...

Hani bana bi arkadaş kahve falı bakmıştı sonra da "yok ben bu fala bakmıyorum 15 gün sonra yeniden bakayım" deyip beni saşkın bakışlarımla bırakıp öylece gitmişti. :))

15 gün sonra kabusum mesai arkadaşım yine geldi hadi bakalım yeniden bakacağım dedi. Aynı şeyi yine yaptı gitti. !!!

Sevda Ablam bugün yine geldi. İnat ettim iyi bişey söyletene kadar baktıracağım:)))
Neyse ki sonunda iyi bişeyler söyledi.
Pes!!!!

Birisi ayaklarıma kapanacakmış benden af dileyecekmiş:) Kim bu çıksın ortaya:))
Birisi beni sevinçten uçuracakmış. Hiç beklemediğim bişey olacakmış. Ondan sonra hayata farklı bakacakmışım.!!
Dileğim gerçekleşecekmiş ama az biraz vakti varmış:))

Siz inandınız mı?
:)))

Beni ancak Türk Hava Yolları uçurabilir:) O da kesin Antalya'ya seminere gideceğimdendir. :))

Neysee...


Nimet

18 Şubat 2009

Yaş erdi kemale....

Ne alacağınızı bildiğiniz zaman mağazaya kararlı adımlarla girersiniz ya hani. Maksadım gezme, tozma, vakit öldürme değil, işim gücüm var benim alacağımı alıp çıkacağım elleşmeyin bana mesajı verirsiniz hani.

Geçenlerde Tekin Acar'a girdim. Öje alacağım. Sadece öje:)
Amaç belli, ver öjeyi al parayı.:))

Fakat tam kapıdan çıkarken tezgahtar kızlardan birisi, başka bişeye ihtiyacınız varmıydı? dedi.
Kibarca "yok" dedim ve hızla mğazadan çıktım fakat bir saniye durup hızla tekrar içeri girdim.!!!
Günah çıkartır gibi " bu güne kadar hiç göz altı kremi kullanmadım" dedim:)

Bu konuda hep geyik yaparım, yaşlandım göz altı kremlerine başladım filan diye ama harbiden hiç kullanmamıştım.
Durduk yere göz altı kremi aldım.!!!
Garip tarafı bu tür kremlerin iyiliğine hoşluğuna da inanmıyorum.
Ama niye böyle bişey yaptım onu da bilmiyorum. Bi salak tarafıma denk geldi herhalde:))

Çok pişmanım çok:)

Nimet

12 Şubat 2009

Hayat Güzel...

Bu günlerde hayat gözüme güzel görünüyor:)
Ufak tefek aksaklıklar olsa da mutluyum sanırım:)


Nimet

11 Şubat 2009

SAAT

Saatim beni terk etti:(
8 yıldır hiç kolumdan çıkarmamıştım.
Hatta bir arkadaşım "seni ne zaman görsem hangi kıyafetle görsem hep aynı saati takıyorsun hiç çakırmıyormusun bu saati" diye sormuştu.:))
Deniz, havuz, bulaşık, çamaşır.... hiç esirgemedim kendisini. O da benim boşver tavrıma saygı duyup hiç bozulmamıştı. :))
Geçenlerde durdu! Bi daha çalışmadı.
Terk etti beni!

Nimet

08 Şubat 2009

MUSTAFA...

Kendi gündemimin içine o kadar dalmış durumdayım ki memleketin gündemini bazen çok gerilerden takip edebiliyorum.

Mustafa filmini yeni seyrettim.

Filmin bir iki cümlesi beni rahatsız etti. Onun dışında başarılı bir filmdi. Bilmediğim şeyler öğrendim.
Pazar gününün hüzünlü bir havasından mıydı yoksa filme özelmiydi bilemiyorum ama ağlaya ağlaya seyrettim.

Aslında, Atatürk'ün henüz Atatürk olmadan önce söylediği şu sözler, bugün bizi yöneten insanların polikitasıyla ters orantılı mantık benzerliği oluşturuyor.

"elime büyük yetki ve kudret geçerse ben sosyal hayatımızda istenilen devrimi bir anda bir darbeyle uygulayabileceğimi sanıyorum. Zira ben başkaları gibi bu işin halkın anlayışını yavaş yavaş alıştırmak suretiyle yapılacağını kabul etmiyorum. Buna ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıl eğitim gördükten uygar yaşamı ve toplumu inceledikten ve özgürlüğümü elde etmek için hayatımı yıllarımı harcadıktan sonra neden cahiller derecesine ineyim. Onları kendi düzeyime çıkarırım. Ben onlar gibi değil onlar benim gibi olsun"

Atatürk'ün bu sözünü de hiç duymamıştım.

"korkak kalp kaybetmeye mahkumdur"

aynı görüşte olduğuma sevindim. :)

Cumhurbaşkanı seçildiğinde neden kısa bir konuşma yaptığının açıklamasını dinlerken yüzümde kocaman bir gülümseme oldu:)) Seni hatırladım pek sevgili arkadaşım:)))

"çünkü dişlerimi yeni çektirmiştim yeni yapılan dişler tecrübe devresindeydi. Konusurken ıslık gibi bir ses çıkarıyordu" :))


Nimet

07 Şubat 2009

29 Ocak 2009

Tatil seyir defteri kaçıncı gündü? :))

Böyle olur bu işler.
Nasıl mütevaziyim nasıl inanamazsınız:)
İkizannem çok kusur aradı ama nafile.

Evdeki mutlu günlerime dostlarımda eklenince yüzümde güller açtı.

Bugün ANKAN dostlarımdan Umut, Sermin ve İkizannem evimi şenlendirdiler.

Umut dostum erkenden geldi. Uzun uzun sohbet ettik. Çok keyif aldım.



Sonra Şerminim ve Çınar oğlumuz geldi.
 Çınar annesinin karnındayken isim düşünüyorduk.
Doğduğu gün hastanede o bidilik halini de gördük..
Şimdi de büyüdükçe her aşamasına şahit oluyoruz.

En son mesai çıkışı ikizannem ve kabilesi geldi.
Sonra ikizannem kabileyi bizde bırakıp topuklarını ..... vura vura kaçtı.
Güzel bir gündü.
Nimet
Gayet ev hanımı





Tatil seyir defteri 3. gün...

Perşembe günü ANKAN dostum Umut'um bana gelecek..

Pasta börek hazırlıkları yaptım. Ay çok yoruldum.

Menü:

Mercimek köfte
Fırında sigara böreği
Kısır
Elmalı pasta
Mahlepli tuzlu kurabiye

Bu konuda iddialıyım.
Ben kazanacağım:)


Nimet

28 Ocak 2009

Tatil seyir defteri 2. gün

Nazanım ben etud e gideceğim aşkıyla sabahın köründe kalktı !!!
Bi çırpıda herkes evden gidiverdi:)
Kaldım bi başıma!!
Napsam ki telaşıyla, baktım sağı solu toparlıyorum, çamaşır yıkamaya filan kalkmışım.
Sonra durdum bi düşündüm. ! napıyosun sen nimet yaaa dedim ve hemen yeniden yattım:)
Çok garip ama evde boş boş oturunca suçlandım.
Ama öyle de olsa hayat güzel:)  
Keyfim geldi, giyindim, süslendim tunalıya çıktım.
Arkadaşımı ziyaret ettim. Bi kahvesini içtim.
Sonra nazan etudden alındı, ikizanneme gidildi. Panoraya gidildi. Panora dönüşü Fundama gidildi.
Akşam eve varış 10 du. :))

Nimet

27 Ocak 2009

Tatil Seyir Defteri.. 1. gün...

Tatildeyim geç kalkmalıyım, uyumalıyım diretmesiyle debelene debelene 9,30 a kadar yattım.
Evimin içine güneş doğmuş diyerek mutlu mesut kalktım.

Nazanla uyuz uyuz oturduk biraz.
İnternetten market alışverişi yaptık.

Biz böyle tatile girdiğimizde, Annem yavaş yavaş kalkar "Bi hamur mayalayım bari" derdi:)
Sonra da börek çörek doldururdu heryeri.

Bende dün aynısını yaptım. Bi hamur mayalayım bari diyerek kalktım.
Nazan; anne o ne ya.. diye koşarak peşimden geldi:)
pizza yaptık, poğaça yaptık.

Evin içini didikledim biraz.
Evde olmak çok yorucu:))

Nimet
ev hanımı adayı

25 Ocak 2009

On...



Bir hışımla geldi geçti... peh.. peh.. peh...peh !!!!!

Evliliğimizin onuncu yılını bitirdik. !!!
On yıldan sonra alışkanlık aşamasına giriyormuş öyle mi?
Ama ben evlendiğimde de olaya alışkın gibiydim:)))

Onuncu yılımız sebebiyle mi desem yoksa öyle mi denk geldi bilmiyorum ama ilk defa bir evlilik yıldönümümüzde yemeğe çıktık.

Bana her yer paris ama mekan ANKAN dostumun olunca keyif aldım.

Karışık kafama iyi geldi:)



Nimet






20 Ocak 2009

Hayat eğlence tadında geçse...


Yazacağım bişeyler ama hangisinden başlasam, neyi yazsam, neyi yazmasam bilemedim.
Dıkandım resmen:))
Bu aralar karma karışık zamanlar yaşıyorum.
Her yanım hareket dolu ama sıradan gibiyim.
Zaman o kadar haraketli akıyor ki tepkilerim de birbirine karıştı.
Bi akşam gülmekten boğazım ağrıyor.
Ertesi sabah ağlıyorum.
Daha onun şokunu atlatamadan başka bir ortamın içinde buluyorum kendimi.

Neyse:))
Ben yine de anlatmak istediklerimle sınırlı kalayım da sizi de yormayım :))
Öncelikle işyerimde, mübaşirlikle başlayıp katiplikle devam eden, bu arada Hukuk Fakültesini okuyup başarıyla bitiren, üstüne hakimlik sınavına girip kazanan ve bu gunlerde atama heyecanı yaşayan mesai arkadaşımız, kardeşimiz, oğlumuz İbrahimimizin azminin başarısına çok sevindik.
Bu sevincimizi bir kutlama haline dönüştürmek için ANKAN dostum UMUT'u dinlemeye gittik:))
Süper eğlendik:) Anladım ki hiç kimse göründüğü gibi değilmiş:)) Herkes potansiyel köçek tadındaydı:)))

Ertesi gün yaşadığım güzel akşamın keyfiyle güne mutlu başladım.
Gezme tozma durumları için sabahın köründe keyif keyif kısır yaparken telefonum çaldı ve hastalığını takip ettiğim personelimizin ölüm haberi verildi. :(
Maydanozlar elimde kalakaldım. Buruk buruk kısırımı yapmaya devam ettim.

Pazartesi iş dönüşü evin içine adımımı bi attım ki zemin direk yüzme havuzu modunda!!!!
Basılmışız. :)))) ve hala da basmaya devam ediyordu çünkü bi yerlerde manyak gibi su fışkırma sesi vardı :))
Salak salak bi müddet baktım. Acaba elektrik kaçağı olmuşmudur? diye düşündüm sonra da yüksek sesle "noluyo lan burda" dediğimi hatırlıyorum. :)) Ondan sonrası karanlık:)))
Kış günü bütün halıları yıkandım:))) Balkonlara şenlik geldi:)) Karşı apartmanlarca gözlemlenen çılgınlığım tescil edilmiş oldu:)))

Canımın sıkkın olduğu bir gün "Tavuk Suyuna Çorba" kitabını almıştım. Hani New York da bir numaraymış. İnsanlar kapış kapış alıyorlarmış. Bilmem kaçıncı baskısı yapılmış filan. Zaten bu New York"luların zekasından hep şüphelenmişimdir. :) Başından şöyle bi baktım. İçine girmeye lüzum etmez. :))

15 tatil geldi ya... (burda pis pis sırıtma efekti var) :)))))
Önümüzdeki hafta izin aldım:)) he he..:)) mutluyum :)
The Pub kaşıntım tuttu arkadaşlarımla buluşmak istiyorum:))
Evde oturup sağı solu arayıp, "hadi gelin evdeyim" demek istiyorum.
İzinliyim sana geliyorum demek istiyorum.
Çok şey istemiyorum aslında biliyorum:))))


Nimet






14 Ocak 2009

Varsın böyle geçsin ömrüm..

Haber.. Haber...

Hayat ekşın!!

Bu ara haberleri kaçırmıyorum:)) Üstelik TRT 2!!!

TRT 2 bu kadar başarılıysa, TRT 1 de kimbilir neler neler anlatılıyordur.

Kaybolan terliklerimin haberini TRT de yayınlayacaklar birgün biliyorum:)) Ben aramadan onlar yerini söyleyecek zaten. Sonra, hiç çamurlanmamış, yıpranmamış, fabrikasından çıktığı gibi gıcır gıcır bulacağım kendisini.

Uyduruk gündemimize o kadar daldık ki rahmetli olan 7 gencimize başsağlığı bile dilemeyen büyüklerimiz! hiç irdelenmedi.


FLAŞ FLAŞ...TRT 2'den SON DAKİKA HABERİ...

Bilmem nerenin başında bulunan bilmem kimin, beyninin bilmem neresindeki sol alt lopunda yapılan kazı çalışmasında rahmetli olan 7 gencimiz için;
"Eğlenilir mi canım kız erkek bir arada, üstelik aynı evde!! Tüü size namahrem!! içmiştir de şimdi bunlar! ne başsağlığı dileyecegim canım bunlara zaten de oy çıkmazdı." dediği tespit edildi...


Herkesin bildiği haberleri Uğur Dündar'dan dinliyorum.
Benim gündemim Gazze deki çocuklar. !

Oturduğumuz yerden film gibi seyrediyoruz. Bari çocukların ülkeden uzaklaştırılmasına izin verilseydi. Hitler bile yahudiler için bu kadarını yapmıştı.!!

Şahsen gazzeli bir çocuğu sahiplenmeyi isterdim.
Konuşan büyüklerimizden böyle bir atraksiyon bekliyorum.
Bu uygulama akıllarına gelirse, ben talibim.
Bir değil iki çocuğa bakabilirim.
Bir tane de bende var üç tane:)))

Her eve üç çocuk:))





Nimet
Gündemin kendisi



07 Ocak 2009

Falım fallanmış:)

Kahve falı veya herhangi başka bir fal baktırmayı hiç sevmiyorum.

Fala da inanmam aslında ama yine de kötü bişey söylediklerinde etkileniyorum. O sebeple benim için riskli iş sınıfının içine giriyor.

Ama hafta başında kahve içtim, kapattım. Üstüne de fal bakan arkadaş gelince durduk yere fallandım:))

Açtı fincanı; " ben bu fala bakmıyorum, 15 gün sonra bakayım" dedi bıraktı.!!!

Haydaa... !!!!

Zaten canım dardı iyice darlandım.

Dün Nazanımın hem alt, hem de üst damağına damaklık takıldı.
Dişlerim düzgün olacak diye pek bi hevesliydi ama sanki hayal kırıklığına uğradı. Konuşması anlaşılmaz oldu. :( Konuşmaya yeltendikçe öğğğ yapmaya başladı.

Gözleri yaşardı, çırpıştırıp belli etmemeye çalıştı. Boynunu büktü. :(
Benim de boynum bükük okuluna bıraktım. O sıra annem aradı.
Öyle bi konuştu ki zaten canım dardı başladım ağlamaya. Bi kere de başladımıydı mübarek durma mekanizması yok:)) ben sildikçe ip gibi akmaya devam etti:))

Tunalıdaki D&R a zor attım kendimi. Elimi yüzümü düzelttim. Bi kahve içtim, kendime geldim. Oturdum uzun uzun. Arkadaşa ihtiyaç duydum. Ne öğlen ne sabah gibi dandik bi saat olunca hiçbir arkadaşımı arayamadım.
Hayatta kimbilir daha ne zorluklar yaşayacak niye bu kadar dert ettim kendime diye kızdım.

Bu gibi durumlarda Allah her zaman bana dersimi verir.
Bugün işyerinde çalışanlarımızdan birinin hastane ziyaretine gittik. Doktoruna nedir durum dedim; yakınımısınız dedi. Hayır müdürüyüm, ihtiyacı varmı diye geldik dedim. Hiç iyi şeyler söylemedi.:(( Üç ay dedi, beş ay dedi:(
Kendisi bilmiyor. İki tane oda arkadaşı var. Onlarda kader ortağı. Bir saat oturdum. Oda arkadaşlarıyla birlikte uzun uzun sohbet ettik.

Hayatın gerçeği oradaydı.

Kalbimi sıkıyorlarmış gibi hissettim, ilk kapıdan dışarıya kaçtım fakat dalgınlığımızla yönümüzü kaybedince morgun önünden geçmek zorunda kaldık. Bağır çağır ağlayan insanları gördüm.:(

Bu da üstüne kapak oldu.

Tamam anladım. Hiç bir şeyi dert etmeyeceğim.
Hayat güzel.

Nimet

01 Ocak 2009

Parti parti parti zanni....:))))
















1 Ocak 2009;

Her yaptığım bir ilk.

Bu sabah yeni yılıma mutlulukla uyandım. Mutluluğumu paylaşmak istediğim dostuma uzunn bir mesaj attım:))

Yağan karı seyrederken kahvemi içtim.


Hande dostumun yeni yıl hediyesi yüzüğüme uzun uzun baktım:) Ah Hande ah:)) Bana bu hediye çok anlamlı geldi. Çok da beğendim.

Sevincimi resim yaparak zaptetmeye çalıştım. Henüz müsvette halinde ama kartopu oynayan çocukların yüzü de mutluydu :))



Yeni yıl gecem çok güzeldi:)) Ben eğlendim:))

Yorumu geceyi benimle geçiren halka bırakıyorum:))

Nimet