24 Ekim 2007

Başlıksız...

Bugün mutsuz kalktım.

Yerime gideyim, acıklı şarkılardan müzik listesi hazırlayım, öyle melankolik melankolik oturayım istedim.

İşyerimde, pazartesi günü Polonya heyetini, salı günü İsveç heyetini ağarladık. Siyahlarımı giydim. Siyah kurdelami taktım.

Anlamazlar ya yine de bişeyler yapmak lazım düşüncesindeyim.

Fakat bu saat oldu hala melankolik olamadım.

Vaktim yok ya!!

Bi boş vakit var gibi oluyor sanki, hah diyorum. Hemen omuzları düşürüp sabit bakışlarımı takınıyorum ama hop birisi geliyor. Hadi bakalım Nimet diyorum içimden "Nimet" olacaksın asma suratını. Melankolik olmak senin neyine.

Yarın terörle ilgili bir seminere katılacağım. Muhtemelen yine bünyem tokat yiyecek. Al sana melankolik olmak için bir sebep daha.

Cuma günümden ümitliyim ama:)

Geçecek geçecek.....

Nimet

20 Ekim 2007

Dipnot... :))

Bir fotoğraf insanın sonbahar bunalımını alır götürür mü? :))))))
Gülüyorum çünkü bugün bana aynen böyle bişey oldu:)
Resmen bir fotoğraf bütün bunalımımı aldı götürdü.
Hala gülüyorum. :)
Yok öyle benim fotom yada tanıdığım birinin fotosu değil.
Yeni tanıdığım ve hayatımda ikinci kez gördüğüm birinin ergenlik fotoğrafıydı güldüğümüz:))))
Çok komikti:)))) İlahi Hicran:)) Uzunnnn zamandır ilk defa bu kadar içten güldüm ben.
Hani ergenlik dönemlerimizin sünepe hali olurya:))
Hani kaşlar kalındır.
Hani ergenlik kiloları vardır. :))
Hani bazen de felek vurdu beni duruşumuz olur. :)))
Ne bileyim ben ANKAN dostum ayşegülle krize girdik resmen foto yu görünce:)) Tepine tepine güldük. :)))
İhtiyacımız mı vardı ne bilemedim doğrusu.

Tabi birde Cuma günü okulu asmak kadar heyecan verici olan ve ayda yılda bir kere rastgelen işten kaytarma günümde Sardunyamın bana gelmesi de çok hoş oldu.
Evcilik oynamayı seviyorum ben ya. :))

Tamam sonbahar bunalımı bitti. Bünye artık kışa hazır.

Neyse ki kıştan sonra bahar var.

NİMETİM

16 Ekim 2007

SONBAHAR...

Sonbahardan biliyorum.

Öyle uzun uzun yürüme ihtiyacım ondan.

Yalnız yalnız sokaklara çıkıp, Asya'nın "yaprak döken benim sonbahar gelmeden" şarkısını bağıra çağıra söyleme isteğimde ondan.

Dostlarımla buluşup içme isteğimde ondan.

Yetersizmişim gibi hissetmem de ondan.

Öyle yağmurunu dökememiş bulut gibi dolaşmam da ondan.

Yok mutsuz değilim. Sonbahardan biliyorum. :)

Bayramda Kızılcahamamdaydım.
Yürüdüm yağmur çiselemiş ormanlara doğru.
Olmadı araba kullandım Asya'nın şarkısını dinleyip bağıra çağıra eşlik ederek.
Daha olmadı pek az insanın bildiği ormanın en yüksek noktasına çıkıp şehrin yukardan görünüşünü seyrettim.

Sonra, yok yok bana yakışmaz biliyorum kesin sohbahardan deyip oyun havası açıp arabadan inip oynadım:))) bir iki araba geçti garip garip baktılar ama aldırmadım:))) Dağın başındayım netice itibariyle canım ne isterse onu yaparım:))

Can Çiftliğinde ufak bir proje vardı ama ben dahil olamadım:)) Ziyaret akınına uğrayan Büyükbaba evinde anneme yardım etme görevim vardı.

Anneannem sordu;
Yavrum babanlar nereye gitti?
-Çekime gittiler anneanne.
-Ne çekimi?
-Klip çekeceklermiş...:)))






Resim Anneannemlerin arka balkonu.

Annemin efkarla sigarasını tüttürdüğü, senden başka hiç kimsenin olmadığı hissini veren ormana sıfır güzel balkon.

Geçen bayram annemi ayıların kovaladığı sevimli ormanımız orası işte :))
Bizi çok sevmişler şehre inmeye karar vermişler. Babam öyle söyledi. :)))

Nimetim














03 Ekim 2007

Olmaz ki Böyle de Yapılmaz ki!!!






Yani ayşegül ağustosda çekilen resim ekimde yollanır mı?


Bağ bahçe pikniğini nasıl canım çekti şimdi bir bilsen:))


Dalından koparılmış elmaları yemeyi:))


Ayaküstü ne güzelde menü hazırlamışız:)


Yalnız en güzeli de soğan dolması olmuştu. :))
Mutluyum belli. :))

Yaz bitmeden ben yine böyle bişey yapmak istiyorum:( mız.. mız... mız....

Neyse ki bayramda K.hamam'a gidiyoruz:) Anneannemlerin misafir trafiğinden fırsat bulabilirsek Can Çiftliğine giderim bende:))

Yeni saçlarımı merak etmiştiniz ya:)) istek üzerine onun resmini de ekleyim bari:))

Masada birde tuvalet kağıdı var ama:)) çayla iyi gidiyor:))))


Nimetim

02 Ekim 2007

İMAJ

Sonunda kestirdim saçları.
Olmadı birde üstüne alışveriş yaptım.

Pazar günü bir partiye davetliydim.
Pazartesi günü mail trafiğinden anladım ki saçlar beğenilmiş:)

Ama bugün komik bişey yapmışım. Saat 10,30 itibariyle farkettim ki elbisemi ters giymişim!!! Allahtan kendim farkettim:)
Bu sabah, evden çıkmadan önce biraz vaktim kaldı ne güzel diyerek sabah kahvemi içmiştim.  Niye vakit kaldığı anlaşıldı. Sarsak nimet yapmış yine bi sarsaklık.

Bir keresinde de Nazana yırtık çorap giydirmiştim. Kendisini etüd e bırakırken farkettim. Nazan çorabın yırtıkmış!!! diye kahretmiştim kendimi. Nazan da gayet sakin "ben giydirirken farkettim anne" demişti. E peki neden söylemedin nazan dedim.
"çünkü benim için farketmiyor anne, ben onu diktiririm merak etme sen" demişti. :)
Ne deyim Allah dağına göre kar veriyor. :))

nimet