09 Şubat 2021

2020 Filan İşte

 



Nimet yazdın yazdın,  en yazılası zamanda sustun dedim kendime, e kalktım buraya geldim.

Malumunuz bi garip zamanlar, bi garip hayatlar yaşıyoruz dünyaca. 

Bir sene oldu. Kocaaaa bir senedir sosyal hayvanlıktan çıkıp, Hayvanat Bahçesindeki hayvanlardan olduk.  Arada bi ipimizi saldılar koşturduk kırlarda,  sonra yine içeriye alındık. Hipnoz olmuş gibi televizyona baktık. Yeni hobiler yarattık, eskilerini yeniden canlandırdık.  Göbek yaptık, selülit yaptık, sinir yaptık, bunalım yaptık, yaptık da yaptık, olmadı bi daha yaptık…

Kimileri iflas etti, kimileri sevgilisinden ayrıldı, sevgilisi olan evli erkekler zor zamanlar yaşadı. :) 

Kimileri yardımlaşmayı öğretti, kimileri sinir kat sayımızı artırdı, kimileri ötekileştirmeye devam etti, kimileri normal hayatına devam etti, bebeler okullarından, eğitimlerinden vazgeçti,

Netice itibariyle kapandık arkadaş, ölümüne kapandık.  Hala da kapanıyoruz.

insanlardan uzak tatil tercih ettik çoğumuz. Bende onlardan biri oldum. Tenhalarda, gayet mesafeli, sakin, limon ağacı kokularının içerisinde muhteşem bir tatil geçirdim.  Artçıları hala devam ediyor:) 

Nazan örgü örmeyi, nakış yapmayı, muz tempura yapmayı öğrendi. Ben alinazik, lahmacun, ekler pasta, bazlama yapmayı öğrendim.

Annem whatsApp la tanıştı, görüntülü aramayı öğrendi. Kendine face sayfası açtı. :) 

Çok çok çok şükür ki şu ana kadar acı kaybımız olmadı. Olmaz da inşallah.

Ama bıktık ya… Vallahi bıktık…


   Yazan 

Gayet Nimet

İmza: Muahhh.. 

24 Mayıs 2018

UBER

Geçenlerde Prag'daydım. ( gitmeden duramıyorum yaw :)  ! )

Dur şimdi konu o değil.  Yolculuktan önce "uber" uygulamasını indirip öyle gittim. İlk defa yurt dışında kullandım. Muhteşem bişeymiş ya. Gerçekten de öyle. Büyük konfor.  O kadar memnun kaldım ki Prag'ın güzelliğini gölgeledi. Dil bilmenize gerek yok. Para alışverişi yok. Konuşma yok.  Hangi arabanın geleceği, lokasyonu, kaç dakikada yanında olacağı, markası, kullananın kim olduğu,  hepsini veriyor sana. Sen sadece plaka numarasına bakarak gelecek olan amcayı bekliyorsun o kadar.

-Nimet misin?
-Evet Nimetim

devam öyleyse...
 konu bu kadar:)

Prag bize göre biraz ucuz olduğu için heryere uberle gitmemize rağmen 160 türk lirası harcamışız.

Gelelim Prag'a;

Elbette çok güzeldi. Paris'den daha çok beğendim. Bir daha gider misin dersen giderim evet. Ama size tavsiyem sevgili yada eş ile gidin.  Özeniyor insan. :)

Romantik, gece hayatı var,  mağazalar bakkallar geç saatlere kadar açık, yemekleri güzel.  Biraz kalabalık ama o da tuzu biberi. Sonuçta kalabalık yapanlardan biri de siz oluyorsunuz.

Kız başınıza rahatlıkla bir striptiz bara gidebilirsiniz mesela gayet nezih. Seks müzesini illaki gezin bana göre. Caz barlara gidin. Tarihi binaların içerisindeki klasik müzik konserlerine bilet alın. Akşamı ayrı eğlence. Gündüzü ayrı eğlence.

Her yurt dışı ülkesinde olduğu gibi içkiler çok ucuz tabiki. Hemen bir market bulun bir içki alın içe içe gezin. :) Biraları muhteşemdi zaten anlatmaya gerek bile yok.
Kendi halkının hepsinde bira göbeği vardı. Bizim çay bahçeleri gibi bira bahçeleri var mesela. Piknik masaları, çardaklar, çocuk parkları filan. Süper bir ortam. Bayıldık.

Yemekleri de lezzetliydi. Ördek eti, tavşan eti orada tavuk gibi bişey. Prag parasını almak istiyorsanız Türkiye'den alın öyle gidin. Çünkü orada çok kazıklanıyorsunuz.

Aa bu arada THY'dan tazminat da aldım ben. he he:) Ankara'da yaşadığım için maalesef yurt dışı  direk uçuşları bile erkeklerin sıkça gittiği yerlere var. Ukrayna gibi, Kıbrıs gibi. :) Hep İstanbul aktarmalı gidildiği için sevgili THY benim biletlerimi başkasına satmış. ! Otobüs işletmesi gibi nasıl böyle bisey yaptı anlamadım.  Enteresandı. Sonuçta ben talep bile etmeden yeniden bilet düzenleyip bi de üstüne tazminat verdiler. Canlarım benim:)

Sonuçta gitmeyi düşünüyorsanız gidin hiç tereddütsüz. Turla gidiyorsanız tura fazla katılmayın kendiniz takılın derim ben. Çünkü turlar Prag'ın içini gezdirmiyor civarını gezdiriyor.


Seks Müzesinden:) Mekanizmayı anlayabildiniz mi? :) 

15 Şubat 2017

Osman bu yazı senin için...


Biliyorsunuz ama  ben yine de altını çizeyim.
Nazan büyüdü.
Nazan büyüdü deyince konu bitti sanki ama aslında yeni başlıyor.

En büyük gelişme dolmuşa binmeyi öğrendi. !! Benim için gelişim evresi toplu taşım arabalarına binip yön bulma olayını öğrendiği vakit tamamdır.

Bu arada arkadaşı Osman sayesinde Nazanla ilgili eski yazılara bakınca "ne sevimliymiş" , "ne güzel günlerdi" diyorum ama derseniz ki,  o hali mi bu hali mi? Elbette şimdiki hali diyorum.

Mesela beraber içebiliyoruz.  Var mı bundan ötesi :) Çocuk büyüyene kadar kola içirme zararlı diye,  büyüsün "al yavrum sana şarap" de. Eeee... bu da nimet anne farkı ne yapalım. Kontrol manyağı annelerden olamadım, olamıyorum, olamam da.
-Kırmak mı istiyorsun çocuğum, kır gitsin. Yerine konulacak şeyler için üzülme.
-Dökülsün yavrum temizleriz.
-Ders çalışmak istemiyor musun. Çalışma. Senden kıymetli mi?
-Okula gitmek istemiyor musun . Gitme. Ama devamsızlıktan da kalma. Artık onu da kendin ayarla o kadar da değil. ...
Tek kuralımız başkalarının evinde kalınmaz. (Bir kaç arkadaşı dışında)

Her geçen gün,  nesil farkını hissettirecek kadar beni şaşırtabiliyor.
Herşeyden öte komik çocuk.
Hala komik komik laf1ar ediyor ama artık bunu ifşa edemiyorum çünkü o artık bir genç ve hala biraz ergen. Çok bulaşmamak lazım gelir.

Netce itibariyle, eskiden anne/babalarımızın bizim için endişeleri, "kötü alışkanlıkları olmasın, kötü arkadaşları olmasın" olurdu.
Benim içinse Nazan zaten kendisine nasıl bir yol çizeceği konusunda kişiliği gelişmiş bir çocuk ve hatta kötü alışkanlıklar, kötü arkadaşlar konusunda da yeterince bilinçli.  Tek endişem tecavüze uğramasın bombalı saldırılarda patlamasın. Geri kalan herşey hikaye.

Raad ol Reis:) 

Nimet
Gayet Anne

22 Eylül 2016

2016

Bazı anılar diğerlerinden daha ayırt edici oluyor.
Dost sohbetiyle birlikte, şarkılar mırıldanarak içtiğin bir duble rakın.
Dönüşündeki kavuşma anı.
Seni bekleyen yavrular.
Herşeye rağmen pembe baktığım dünyam.
Sıradaki umutlar...
Sıradaki yolculuklar...


Gayet Nimet